Çoğu zaman 11-14 yaşları arasındaki ergenlik çağındaki kızlarda pubik kıllar ve meme oluşumu gibi cinsiyete özgü özellikler gelişir. Gerçekleşen fizyolojik değişimlerden biri de adet döngüsüdür. İlk adet döngüsü menarş olarak adlandırılır. Ergenlik döneminden menopoza kadar süren adet döngüsü hakkında merak ettikleriniz için yazının devamını takip edebilirsiniz.
Adet Döngüsü Nedir, Nasıl Oluşur?
Kadın vücudunda ortalama her 28 günde bir, hamile kalma olasılığına karşı bazı değişiklikler gerçekleşir. Her döngüde yumurtalıklardan birinden bir yumurta, fallop kanalına atılır. Bu süreç yumurtlama (ovulasyon) olarak da bilinir. Her adet döngüsünde rahim, hamileliğe hazır olabilecek şekilde yapılanır. Rahim duvarı kalınlaşır ve damarlanması artar. Rahimdeki bu değişiklikleri sağlayan esas faktör hormonal değişikliklerdir. Ancak o adet döngüsünde döllenme (fertilizasyon) gerçekleşmemişse kalınlaşan rahim duvarı parçalanır ve kanamayla birlikte vücuttan atılır. Genellikle 3-8 gün süren bu süreç adet dönemi olarak bilinir. Adet döngüsü, menstrüasyon (adet dönemi), foliküler faz, ovulasyon (yumurtlama) ve luteal faz olmak üzere 4 ana evreden oluşur:
Menstrüasyon
Temel olarak, kalınlaşmış olan rahim iç tabakasının (endometrium) yıkılması ve atılmasıdır. Menstrual sıvı içeriğinin büyük bölümü kandan oluşur. Geriye kalan kısmında ise endometriumun epitel hücreleri ile gland salgısı bulunur. Genellikle 3 ila 8 gün arası sürer. Kanama ilk iki gün daha fazladır. Menstrual sıvıyı yani kanamayı absorbe etmek için hijyenik pedler ve tamponlar kullanılabilir. Hem hijyenik pedler hem de tamponların en fazla 4 saatlik aralarla düzenli olarak değiştirilmesi gerekir. Düzenli olarak değiştirilmediğinde tampon kullanımı, toksik şok sendromu için risk faktörüdür.
Foliküler Faz
Foliküler faz menstrüasyondan sonra başlar ve ovulasyon (yumurtlama) ile biter. Östrojen seviyesi yükselir. Beyindeki hipotalamus tarafından uyarılan hipofiz bezi tarafından FSH (Folikül uyarıcı hormon) salgılanmasıyla overlerde (yumurtalıklar) ortalama 5-20 adet folikül olgunlaşmaya başlar. Ancak tek bir yumurta döllenmeyi sağlayacak olgunluğa erişir. Eğer birden fazla folikül olgunlaşır ve döllenirse çoğul gebelikle sonuçlanır. Folikülün büyüyüp gelişmesi hamilelik olasılığına karşı rahim duvarının kalınlaşmasını ve damarlanmasının artmasını uyarır. Ayrıca eğer çocuk sahibi olunmak isteniyor ama bu gerçekleşmiyorsa yani gebelik oluşmayan durumlarda da tedirgin olmamak gerekir. Çok sayıda iyi tüp bebek merkezi ile hamile kalma süreci eskisinden daha kolaylaşmıştır.
Ovulasyon
Olgunlaşmış olan yumurtanın yumurtalıktan atılmasıdır. Genellikle döngünün ortasında gerçekleşir. Ovulasyon, iki gün içerisinde LH (Luteinize edici hormon) hormonunun yükselmesiyle gerçekleşir. Yumurta, rahme doğru fallop kanalına bırakılır. Yumurtanın ortalama ömrü 24 saattir. 24 saatte bir spermle birleşmediği yani döllenme gerçekleşmediği sürece ölür.
Luteal Faz
Yumurta atılırken yumurtanın içinde geliştiği folikül yumurtalıkta kalmaya devam eder. Folikül yumurta atıldıktan sonra korpus luteum adı verilen yapıya dönüşür. Esas olarak progesteron salgılamaya başlar. Bu hormon, rahim kalınlığının devam etmesini ve döllenmiş yumurtanın rahime tutunmasını (implantasyon) sağlar. Ancak döllenme gerçekleşmezse bir hafta içinde korpus luteum işlevini yitirir. Rahim kalınlığını devam ettirecek progesteron yüksekliği olmayınca rahim duvarı parçalanır ve kanama gerçekleşir.. Bu da bir sonraki döngünün ilk günü olur ve menstrüasyon döngüsü tekrar başlar.
Adet Döngüsünün Normali Nedir?
Menstrual döngünün uzunluğu kadından kadına değişebilmekle beraber normal uzunluğu 21 ila 35 gün kabul edilir. Menstrüasyonun (adet kanaması) ise 2 ila 7 gün arasında sürmesi normal olarak kabul edilir. Menarştan sonraki ilk birkaç yıl içinde döngülerin düzensiz olması ve daha uzun sürmesi normaldir. İlerleyen süreçte adet döngüleri daha düzenli olur.
Adet döngüleri düzenli aralıklarla olabileceği gibi değişken aralıklarla da olabilir, ağrılı veya ağrısız, hafif veya şiddetli sürebilir. Bu özellikler de yine kadından kadına değişmekle beraber kadının günlük yaşamını etkilemeyen ve rahatsızlık vermeyen durumlar normal olarak kabul edilir. Doğum kontrol yöntemleri arasında sıkça tercih edilen doğum kontrol hapları ve spiral olarak da bilinen rahim içi araçlar (RİA) adet döngüsünü etkileyebilir. Kadınlar menopoza yaklaştıkça da adet döngüleri daha düzensiz olur. Her kadının adet döngülerini takvim üzerinde takip etmesi önerilir.
Yaygın Menstrual Problemler
Adet döngüsü ile ilgili görülen yaygın problemlerin bir kısmı aşağıdaki gibidir:
- Premenstrüel Sendrom (PMS): Adet dönemi başlamadan yaklaşık 10 gün önce bazı kadınlarda hormonal değişikliklere bağlı olarak başlayan ödem, baş ağrısı, şişkinlik, davranış değişiklikleri, yorgunluk, depresyon ve sinirlilik gibi bazı durumlar tetiklenir. Kadınların %90’ında görüldüğü düşünülür. PMS döneminde yaşanan olumsuzlukları gidermek açısından egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek önerilebilir.
- Dismenore (Adet Sancıları): Adet dönemlerinin ağrılı olması anlamına gelir. Rahim iç katmanındaki kalınlığın dökülebilmesi için bazı hormonların da etkisiyle rahmin gereğinden fazla kasılmasından kaynaklı olabileceği gibi miyom ve polip gibi etkenlere bağlı olarak da meydana gelebilir. Dismenore tedavisi altta yatan etkene bağlı olarak farklı şekillerde yapılabilir.
- Şiddetli Menstrual Kanama (Menoraji): Kanama miktarının kişinin günlük yaşamını etkileyecek kadar fazla olması durumunu ifade eder. Tedavi edilmezse anemiye (kansızlık) yol açabilir. Kanamayı kontrol altına alabilmek için altta yatan etkenin saptanması ve odağa uygun tedavi düzenlenmesi gerekir.
- Amenore: 3 ay art arda adet olmama durumuna denir. Puberte öncesi dönem, gebelik, laktasyon (emzirme) ve postmenopozal dönemler dışında anormal olarak kabul edilir. En yaygın sebebi aşırı kilo kaybı ve aşırı egzersizdir.
- Düzensiz adet döngüsü: Adet döngüsünün 21-35 gün arasında sürmesi normal kabul edilir. 21 günden kısa süren veya 35 günden uzun süren adet döngüleri düzensiz olarak nitelendirilir. Adet döngülerinin düzensiz olmasının birçok sebebi vardır. Hamilelik, emzirme, yeme bozuklukları, aşırı kilo kaybı, aşırı egzersiz yapmak, polikistik over sendromu (PKOS), prematür over yetmezliği, pelvik inflamatuar hastalıklar gibi nedenler düzensiz adet döngüsünün en yaygın nedenleridir. Polikistik over sendromu yaygın görülen bir endokrin sistem bozukluğudur.
Adet Döngüsü Hakkında Sık Sorulan Sorular
Adet döneminde koku olması normaldir?
Adet döneminde koku, adet sıvısı hava ile temas ettiğinde ortaya çıkar. Tampon ve hijyenik ped tarafından emilen adet sıvısı kokuya neden olmaz. Koku olmaması için hijyenik pedler ve tamponlar en fazla 4 saatlik aralıklarla sık olarak değiştirilmelidir.
Kadınlar ne zamana kadar adet görür?
Adet döngülerinin sona ermesi menopoz demektir. Türkiye’de kadınların menopoza ortalama girme yaşı 47’dir.
Adet döneminde ne kadar kan kaybedilir?
Normal bir adet döngüsüne sahip kadınlar her adet döneminde yaklaşık olarak 60 ml kan kaybeder. Ancak vücut bunu kompanse eder.
En yaygın adet dönemi semptomları nelerdir?
Her kadın adet dönemini farklı biçimde deneyimleyebilir. Üreme çağındaki kadınların %90’ı adet dönemiyle beraber hem fiziksel hem duygusal birtakım değişiklikler yaşarlar. En yaygın semptomlar, adet sancıları, akne, anksiyete, şişkinlik, iştahta değişiklik, kabızlık, memelerde hassasiyet, depresyon, sinirlilik ve uykusuzluk hali olarak sıralanabilir.
Kadınlar adet döneminde hamile kalabilir mi?
Adet kanamasının gerçekleştiği ilk 2 günde gebelik oluşma ihtimali yok denecek düzeydedir. Ancak kanama dahil olmak üzere hiçbir menstrüasyon semptomu menstrüasyona özgü değildir. Örneğin, ara kanama olarak bilinen durumun görüldüğü dönemlerde döllenme gerçekleşebilir. Bu nedenle adet döngüsünün düzenli olarak takip edilmesi son derece önemlidir. Adet döngünüz normal olarak kabul edilen adet döngüsü süresi, şiddeti, kanama zamanından farklı ise ve günlük yaşamınızı ciddi bir şekilde etkiliyorsa mutlaka bir jinekoloji uzmanına danışınız.
Kadın Hastalıkları ve Doğum
20.11.2022
20.11.2022
253662
Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.