satır arası

Yeni doğmuş bir bebeğe bakarken her hareketi dikkatle gözlemlemek gerekir.

Karnının alt kısmında fark edilen minik bir şişlik çoğu zaman masum görünse de ebeveynleri tedirgin edebilir. Bu tür bir şişlik kasık fıtığının habercisi olabilir.

İlk anda gözden kaçsa da zamanla belirginleşen belirtiler dikkatli bir gözle fark edilebilir hale gelir.

Her bebekte görülme ihtimali olan bu durum özellikle prematüre doğan bebeklerde daha sık karşımıza çıkar.

Ailelerin kafasını en çok karıştıran şey bu şişliğin kimi zaman ortaya çıkıp kimi zaman kaybolmasıdır. Oysa bu geçici görüntü altında ciddi bir sorun barındırabilir.

Bebeklerde karşılaşılan fıtık vakaları ihmal edilmemeli dikkatle takip edilmelidir.

Kasık Fıtığı Nedir ve Nasıl Oluşur?

Kasık Fıtığı Nedir ve Nasıl Oluşur?

Kasık fıtığı, karın içindeki dokuların kasık kanalından dışarı doğru çıkmasıyla oluşur. Bu durum genellikle bağırsak dokularının veya yağlı dokuların kasık bölgesinden sarkmasıyla kendini gösterir. Bebeklerde bu sarkma doğumdan itibaren var olan bir açıklıktan kaynaklanır.

Aslında doğum sırasında kapanması gereken bir yapı kapanmadığında fıtığa zemin hazırlar. Genellikle bebek ağladığında ya da ıkındığında şişliğin belirginleştiği görülür.

Sessiz bir bebekte bu fıtık fark edilmeden uzun süre varlığını sürdürebilir. Bu nedenle ebeveynler yalnızca fiziksel değişikliklere değil davranışsal ipuçlarına da dikkat etmelidir.

Kız bebeklerde nadir görülse de erkek bebeklerde kasık kanalının yapısı nedeniyle daha sık rastlanır.

Bu farklılık doğumsal anatomik yapıdan kaynaklanır. Kasık fıtığı karıştırılmaması gereken bir durumdur çünkü dışarıdan bakıldığında göbek fıtığıyla da benzerlik gösterebilir.

Birçok ebeveyn bu tür şişlikleri masum sanıp doktora danışmayı erteleyebiliyor. Ancak geç kalınan her an riskin biraz daha büyümesine yol açabiliyor.

Fıtık içerisine sıkışan doku zamanla kan akımını kaybedebilir ve bu da acil müdahaleyi gerektiren ciddi bir duruma dönüşebilir.

Bebeklerde Kasık Fıtığı Belirtileri

Kasık fıtığı bazen sessizce ilerlese de çoğu zaman kendini belli eden sinyaller gönderir. En belirgin işaret kasık bölgesinde fark edilen şişliktir.

Bu şişlik zaman zaman büyüyüp küçülse de ebeveynlerin dikkatinden kaçmaması gerekir. Bebek ağladığında öksürdüğünde ya da altı değiştirilirken bu şişlik daha net görülebilir.

Bazı bebeklerde huzursuzluk sürekli ağlama ya da karın bölgesine dokunulduğunda tepki verme gibi davranışlar gözlenebilir.

Fıtık nedeniyle sıkışan bağırsaklar bebeğin konforunu bozar. Bebeklerde gaz sancısı ya da karın ağrısıyla karıştırılabilen bu belirtiler aslında kasık fıtığının işareti olabilir.

Şişliğe eşlik eden renk değişikliği ya da sertleşme ise daha ileri düzeyde bir sıkışmanın göstergesidir.

Böyle durumlarda zaman kaybetmeden uzman hekime başvurulması gerekir. Çünkü uzun süren sıkışma dokuların beslenmesini engelleyerek ciddi hasara neden olabilir.

Bazı aileler belirtileri fark etse de bu şişliğin gelip geçici olduğunu düşünerek erteler. Oysa her fıtık kendi içinde potansiyel bir tehlike taşır. Göz ardı edilen küçük bir şişlik ileride ciddi bir sağlık sorununa dönüşebilir.

Erkek ve Kız Bebeklerde Görülme Farklılıkları

Her ne kadar fıtık her iki cinsiyette de görülebilse de erkek bebeklerde daha yaygındır. Bunun nedeni testislerin anne karnında karın içinden kasık kanalına inmesi sürecidir.

Bu geçiş sırasında oluşan açıklık doğumdan sonra kapanmazsa fıtık gelişebilir. Erkek bebeklerde bu nedenle testis torbasına doğru inen bir şişlik daha sık görülür.

Kız bebeklerde ise fıtık yumurtalık bölgesinde bir şişliğe neden olabilir. Ancak kızlarda kasık kanalının yapısı daha farklı olduğundan fıtık görülme sıklığı daha düşüktür. Bu nedenle kız bebeklerde kasık fıtığı çoğu zaman daha geç fark edilir.

Her iki cinsiyette de fıtık benzer belirtilerle kendini gösterse de şişliğin konumu ve yapısı farklılık gösterir.

Özellikle erkek bebeklerde fıtık, testis torbasında belirgin bir asimetriye yol açabilir. Bu durum çoğu zaman dışarıdan kolaylıkla fark edilebilir.

Ailelerin bu noktada gözlemlerine güvenmesi önemlidir. Cinsiyet fark etmeksizin görülen fıtık vakalarında erken müdahale olası komplikasyonların önüne geçer. 

Kasık Fıtığı Tanısı Nasıl Konur?

Kasık Fıtığı Tanısı Nasıl Konur?

Tanı süreci çoğu zaman fiziksel muayene ile başlar. Doktor kasık bölgesinde elle yaptığı muayeneyle şişliğin varlığını ve özelliklerini değerlendirir.

Ağlama ya da öksürme sırasında belirginleşen şişlik tanıyı kolaylaştırır. Ancak bazı vakalarda görüntüleme yöntemlerine de ihtiyaç duyulabilir.

Ultrason, kasık fıtığının detaylarını ortaya koymada etkili bir araçtır. Şişliğin içeriği, bağırsak ya da yağ dokusu olup olmadığı bu yöntemle anlaşılabilir.

Özellikle karmaşık vakalarda cerrahın müdahale planını belirlemesi açısından bu görüntüleme önem taşır.

Tanı aşamasında zamanlama çok kritiktir. Şüphe duyulan her durumda hızlı bir değerlendirme yapılmalıdır.

Aksi halde fıtık içerisine sıkışan dokular geri dönüşü olmayan hasarlar görebilir.

Bazı ebeveynler bu süreci hafife alabiliyor. Ancak unutulmamalı ki fıtık tanısı sadece görünüme bakarak değil dikkatli bir değerlendirmeyle kesinleşir.

Reflü şikayeti olan bebeklerde, reflü bulgularıyla fıtık belirtileri zaman zaman iç içe geçebilir bu yüzden uzman görüşü şarttır.

Kasık Fıtığı Ne Zaman Tehlikeli Hale Gelir?

Her fıtık vakası hemen tehlike yaratmaz. Ancak bazı durumlarda fıtık içerisine sıkışan dokular kan dolaşımını kaybedebilir. Bu noktada acil cerrahi müdahale kaçınılmaz olur. Bu duruma "boğulmuş fıtık" adı verilir ve ciddi risk taşır.

Bebek huzursuzsa, ağrılıysa, şişliğin rengi mor ya da koyu kırmızıya dönmüşse bu belirtiler acil durumu işaret eder. Ayrıca bebeğin kusma, beslenememe ya da karın bölgesinde sertleşme gibi şikayetleri varsa gecikmeden doktora gidilmelidir. Tehlike aniden ortaya çıkabilir. Günlerce sessiz kalan bir fıtık bir anda boğulma riski taşıyabilir. 

Unutulmamalı ki zamanında fark edilen bir fıtık basit bir müdahale ile çözülebilir. Ancak gecikildiğinde süreç daha karmaşık bir hale dönüşebilir. Bu yüzden her şüphede profesyonel değerlendirme gereklidir.

Kasık Fıtığı Tedavi Süreci ve Cerrahi Girişim

Kasık fıtığının tek kalıcı tedavisi cerrahidir. Bu ameliyat genel anestezi altında çoğunlukla günübirlik işlem olarak yapılır. Bebek ameliyat sonrası birkaç saat içinde gözlem altında tutulur ve taburcu edilebilir.

Cerrahi sırasında açıklık kapatılır ve dokular eski konumuna yerleştirilir. Modern cerrahi tekniklerle yapılan müdahalelerde iyileşme süresi oldukça kısadır. Bebekler birkaç gün içinde eski hareketliliğine kavuşur.

Dikişler kendiliğinden eridiği için pansuman ihtiyacı minimum düzeyde olur.

Aileler çoğu zaman ameliyat fikrinden ürker. Ancak bu işlem uzman ellerde oldukça güvenlidir.

Gecikmeden yapılan müdahale, bebeğin ileride yaşayacağı sorunların önüne geçer. Bebeklerde reflü şikayetleri olan bebeklerde cerrahi öncesi mide basıncını dengelemek de faydalı olabilir.

Her cerrahi müdahale bir endişe kaynağı olsa da kasık fıtığında erken ve planlı operasyon süreci bebeğin konforunu artırır. Bu nedenle doktor önerilerine kulak vermek her şeyden önce gelir.

Sık Sorulan Sorular

Kasık fıtığı kendiliğinden geçer mi?

Hayır. Kasık fıtığı doğuştan gelen bir açıklıktan kaynaklanır ve kendiliğinden iyileşmez. Müdahale edilmediği sürece devam eder.

Kasık fıtığı ameliyatı zor mudur?

Ameliyat teknik olarak basit bir girişimdir. Deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında güvenlidir ve kısa sürede tamamlanır.

Kasık fıtığı ağrı yapar mı?

Fıtık genellikle ağrısızdır ancak sıkışma olursa ağrı şiddetlenebilir. Bebek bu durumda huzursuz olur ve ağlama nöbetleri geçirebilir.

Fıtık erken fark edilmezse ne olur?

Erken fark edilmeyen fıtık boğulma riski taşır. Bu da acil ve daha karmaşık bir müdahaleyi gerektirir.

Kasık fıtığı doğuştan mı olur?

Evet. Kasık fıtığı doğumsal bir durumdur. Karın zarındaki kapanmamış açıklıktan kaynaklanır.

En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız

Sosyal Medya Hesaplarımız:
Facebook | Instagram | YouTube | LinkedIn

Uzm. Dr.
Emre Göçer
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Medical Park Bursa
139

Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.