Diş etleri, çene kemiğinin üzerini örten sağlam ve pembe renkli dokulardır. Aynı zamanda diş köklerini de içerisine alan bu doku, kan damarları açısından oldukça zengindir. Ağız ve diş sağlığı denildiğinde genellikle dişlere ilişkin problemler akla gelse de diş eti hastalıkları, bu gruba giren sağlık sorunları arasında önemli bir paya sahiptir. Herhangi bir nedenle diş etlerinde bir sorunun oluşması halinde şişme ve iltihaplanma gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Şişlik genellikle diş etinin diş ile birleştiği noktada görülür, şişmiş diş eti dişin bir kısmını kapatabilir. Genellikle şişliğin beraberinde kızarıklıklar da görülebilir. Hassasiyete ve ağrılara neden olan diş eti şişmesi; ağzı hareket ettirme, yemek yeme ve konuşma gibi eylemler sırasında oldukça rahatsız edici olabilir. Doğru bir ağız bakımı ve medikal tedavi ile diş eti şişmesi kolaylıkla tedavi edilebilir.
Diş eti şişmesi nedir?
Diş eti iltihabı veya farklı nedenlere bağlı olarak diş etlerinde şişlikler meydana gelebilir. Bu şişlikler günlük yaşamı zorlaştıracak boyutta olabileceği gibi hafif ve rahatsızlık vermeyecek seviyede de olabilir. Genellikle ağız hijyeninin yetersizliğinden kaynaklanan bu durum, günde 2-3 kez diş fırçalamaya ve dil temizliğine özen gösteren bireylerde görüldüğünde altta yatan daha farklı bir sağlık sorununu işaret ediyor olabilir. Diş eti şişmesi, genellikle doğru ağız bakımı ve yumuşak gıdaların tüketilmesi ile birlikte birkaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. Fakat bir haftadan uzun sürmesi halinde tıbbi müdahale gerektirebilir. Basit bir hastalık gibi görünse de ilerlemesi ve tedavi edilmemesi halinde periodontit, diş eti çekilmesi ve diş kayıplarına varabilen daha ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Bu nedenle diş etlerinde şişlik sorunu olan hastalar, özellikle de birkaç gün veya en geç bir hafta içerisinde bir iyileşme oluşmaması halinde sağlık kuruluşlarına başvurarak diş hekimi muayenesinden geçmelidir.
Diş eti şişmesi belirtileri nelerdir?
Diş eti şişmesi çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur ve hemen her bireyde benzer belirtilerle kendini gösterir. Bunlardan en yaygın olanları şunlardır:
- Diş etlerinin herhangi bir yerinde veya birden fazla bölgede görülen şişlikler,
- Diş etlerinde kızarıklık,
- Ağrı ve rahatsızlık hissi,
- Yemek yeme, konuşma ve ağız hareketleri esnasında zorlanma,
- Sıcak ve soğuk besinlere karşı hassasiyet,
- Şişliğin olduğu bölgede beyaz renkli iltihap oluşumu,
- Diş eti kanaması.
Yukarıda görülen belirtiler genellikle birkaç gün içerisinde oluşur ve yine birkaç gün içerisinde kendiliğinden kaybolur. Nadir olarak bir haftadan daha uzun sürebilir ve bu durumda antibiyotik tedavisi gerekli olabilir. Dolayısıyla uzun süren diş eti şişliklerinde diş hekimlerine başvurulmalıdır.
Diş eti neden şişer?
Diş eti şişliklerinin oluşumunda rol oynayabilen pek çok etken söz konusudur. Bunlardan ilki ve en yaygını yetersiz ağız hijyenidir. Dişlerin düzenli olarak fırçalanmaması halinde diş yüzeyinde besinlerin kalıntıları ile bakterilerden oluşan plaklar oluşur. Bu plaklar uzun süre boyunca fırçalanmayan veya özensiz fırçalamaya bağlı olarak dişlerin ulaşılamayan bölgelerinde kalarak sertleşebilir ve tartar (diş taşı) oluşumuna neden olur. Tartar, bakteri plaklarının birkaç günden fazla diş yüzeyinde kalması ve sertleşmesi ile meydana gelir ve diş fırçalama, diş ipi kullanımı gibi yöntemlerle temizlenmesi oldukça zordur. Plak ve tartarlar, diş eti iltihabına ve dolayısıyla da diş eti şişmesine neden olan en yaygın nedendir. Hamilelik dönemi, diş eti şişmesi sorununun görülme olasılığının arttığı bir süreçtir. Gebelik döneminde değişen hormonal denge, diş eti hastalıklarına davetiye oluşturabilir. Aynı zamanda gebelik döneminde diş etlerindeki artmış kan akışı tahrişleri kolaylaştırarak şişliklerin önünü açan bir diğer etkendir. Diş eti şişmesinin bir diğer nedeni ise yetersiz beslenmedir. Besinlerle birlikte B ve C vitaminlerinin yetersiz alımı, diş ve diş eti hastalıklarına neden olarak diş etlerinde şişmeye yol açabilir. Tüm bunların yanı sıra bakteri, mantar ve virüs kaynaklı enfeksiyonlar da diş etlerinde şişme ve iltihaplanmaya neden olabilir. Herpes virüsünün yol açtığı bir diş eti iltihabı olan herpetik gingivostomatit ve bebeklerde yaygın olarak görünen pamukçuk sorunu bu duruma örnektir. Ayrıca tedavi edilmeyen diş çürükleri de bölgesel diş eti şişmelerine ve apselere neden olabilir.
Diş eti şişmesi teşhisi nasıl konulur?
Diş eti şişmesi, nadir olarak tıbbi müdahale gerektirir. Diş eti şişlikleri; evde uygulanabilen birtakım doğal yöntemler, antiseptik içerikli ağız gargaralarının kullanımı ve düzenli diş fırçalama ile kolaylıkla iyileşebilir. Bazı durumlarda ise özellikle de altta yatan bir sağlık sorununun varlığı halinde, bir haftanın üzerinde sürerek kişide beslenmeyi ve ağız hareketlerini önemli ölçüde zorlaştıracak boyutlara ulaşabilir. Bu durumda diş hekimi muayenesinden geçilmelidir. Muayene esnasında diş hekimi; ağız boşluğunu, diş ve diş etlerini detaylı olarak inceler. Hastaya diş etindeki şişliğin ne kadar süredir var olduğu, ağız bakımının ne şekilde yapıldığı ve eşlik eden farklı hastalıkların bulunup bulunmadığı gibi sorular yöneltilebilir. Kadınlarda hamilelik durumunun varlığı araştırılabilir, beslenme düzeninde son zamanda yapılan değişiklikler ve kullanılan ilaçlar sorulabilir. Genellikle ağız ve diş hastalıklarının daha net tespit edilebilmesi açısından tam ağız röntgeni istenir. Buna ek olarak bir enfeksiyonun varlığından şüphe edilmesi halinde birtakım kan testleri de uygulanabilir. Elde edilen bulgular incelenerek diş etinde şişmeye neden olan sorun tespit edilebilir ve diş hekimi tarafından tedavi planı belirlenebilir.
Diş eti şişmesi tedavi yöntemleri nelerdir?
Bir veya iki haftadan uzun süren diş eti şişliklerinde medikal tedavi gereklidir. Bu durumda öncelikli olarak şişliğe neden olan sorun tam olarak teşhis edilmeli ve buna yönelik ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Diş etlerindeki iltihapların ve diş plaklarının önlenebilmesi için çeşitli içeriklere sahip ağız gargaraları diş hekimi tarafından reçetelendirilebilir. Hafif şişlik ve iltihaplanmalarda ağız gargaralarına ek olarak evde alınabilecek birtakım önlemler hastalığın iyileştirilmesi için genellikle yeterlidir. Yumuşak bir diş fırçası ile dişler günde 2-3 kez fırçalanmalı, diş ipi kullanılarak fırçanın ulaşamadığı diş araları iyi bir şekilde temizlenmelidir. Dil temizleyiciler yardımıyla dil temizliği de yapılmalıdır. Ağız ve dişleri bakterilerden arındırmak amacıyla aralıklı olarak tuzlu su ile gargara yapılabilir. Normal rutinde kullanılan yoğun içerikli ve yüksek mentollü tahriş edici gargaraların bu dönemde kullanımından kaçınılmalıdır. Ek olarak bol bol su tüketilmeli, alkol ve sigara kullanımından uzak durulmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk olmayan yumuşak gıdalarla beslenilmeli, şişliğin söz konusu olduğu bölge mümkün olduğunca korunmalıdır. Ağrının şiddetli olduğu durumlarda yüze soğuk veya sıcak kompres uygulamalarından yararlanılabilir. İlerlemiş ve şiddetlenmiş iltihapların söz konusu olması halinde ise oral antibiyotiklerden yararlanmak gerekebilir. Hekim önerisi ve reçetesi olmadan bilinçsiz antibiyotik kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır. Diş eti iltihabının çok geniş bir alana yayılmış olması ve antibiyotiklerle kontrol altına alınamaması halinde cerrahi operasyonlar da gerekebilir. Dişlerde daha yoğun hasarı olan kişiler de implant nasıl yapılır konusunda bilgi almak için diş hekimlerine başvurabilir.
Tedavi sonrası süreçte diş eti şişmesi ve iltihaplanmasının yeniden oluşumunu önlemek için ağız bakımı ve hijyenine gereken özen gösterilmelidir. Eğer siz de diş eti şişmesi sorunu yaşıyor ve "Diş eti neden şişer?" diye merak ediyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak diş muayenesinden geçebilirsiniz. Hekiminizin vereceği tedavi planı doğrultusunda gereken önlemleri alarak diş kaybına varabilecek ciddi sorunlara karşı önleminizi alabilirsiniz.
En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız
Ağız ve Diş Sağlığı
20.11.2022
4.12.2023
896763
Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.