Göbek kordonu; anne karnındaki fetüs ile anneyi birbirine bağlayan, anne ile bebek arasında kan alışverişini sağlayan yapıdır. Karındaki kas dokuları arasında bulunan küçük bir boşluğun içerisinden geçen göbek kordonu, genellikle doğumdan kısa bir süre sonra kapanır. Nadir durumlarda karın duvarındaki katmanlar tamamen birleşmediğinde veya bağırsak ya da yakın bölgede yer alan yağ dokularının göbek deliği etrafındaki küçük açıklıktan çıkıntı yapması halinde göbek fıtığı meydana gelir. Bebeklerin yaklaşık olarak %20'si göbek fıtığı ile doğar fakat göbek fıtığı yalnızca bebeklerde görülen bir durum değildir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak yetişkinlik döneminde de göbekte fıtık ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda herhangi bir tedavi gerektirmeden kendiliğinden iyileşmesine karşın, kendiliğinden iyileşmeyen göbek fıtıklarında tedavi ve cerrahi müdahale gereklidir.
Göbek Fıtığı Nedir?
Göbek fıtığı en basit tanımıyla bağırsak veya yağ dokularının göbek deliğinin yakınındaki bir bölgeden geçmesi ve dışarıya doğru bir çıkıntıya (fıtık) neden olması sorunudur. Göbek fıtığında bağırsak veya yağ dokuları, anne karnındaki dönemde anne ve bebeği birbirine bağlayan göbek kordonunun karın boşluğu içerisindeki küçük açıklıktan geçtiği yere doğru uzanır. Bebeklerde göbek fıtığı çok yaygın olarak görülür ve zararsızdır. Genellikle ilk iki yaş içerisinde herhangi bir cerrahi müdahale ve tedavi gerektirmeden fıtık kendiliğinden kapanır, çok nadir olarak kapanma süreci beşinci yaşa kadar devam eder. Dördüncü yaş ile birlikte halen kapanmamış olan göbek fıtıklarında cerrahi müdahale gerekebilir. Buna ek olarak göbek fıtığı yetişkinlerde de görülebilen bir sağlık sorunudur ve yetişkinlerde görülen göbek fıtıkları sıklıkla cerrahi müdahale gerektirir.
Göbek Fıtığı Belirtileri Nelerdir?
Bebeklerde görülen göbek fıtığının en tipik belirtisi bebek ağladığında göbek deliğinin dışa doğru çıkmasıdır. Yetişkinlerde ise daha farklı belirtiler söz konusudur. Göbek açıklığından dışarıya itilen yapılardan kaynaklanan ağrıya bağlı olarak, kişinin yürümesi, günlük aktivitelerini yapması zorlaşabilir. Göbek deliğinin yer aldığı bölgede dışarıdan bakıldığında kolaylıkla fark edilebilecek boyutta, kalıcı ve ağrılı bir şişlik söz konusudur. Bazı durumlarda ise göbek fıtığı kişinin fark edebileceği düzeyde herhangi bir belirtiye neden olmaz. Fıtık göbekteki boşluğun içerisinde kendine rahatlıkla yer bulabilecek boyutta ise ağrı söz konusu olmasına rağmen gözle görünür bir şişlik bulunmayabilir. Eğer fıtık çok küçükse bazen bağırsaklar bu alana girip (boğulup) hastada ciddi ağrı oluşturabilir ve fıtık boğulması denilen, ölüme kadar götürebilen tablo ortaya çıkabilir. Göbek fıtıkları ne kadar büyük ise fıtık boğulması riski de o kadar yükselir. Aynı zamanda diğer fıtık türleri ile karşılaştırıldığında çok daha büyük bir boğulma riski taşır. Bu nedenle yetişkinlik döneminde görülen göbek fıtıkları küçük dahi olsa tedavi edilmelidir.
Göbek Fıtığı Nedenleri Nelerdir?
Bebeklerde göbek fıtığının görülme olasılığını arttıran birtakım risk faktörleri söz konusudur. Prematüre ve düşük doğum ağırlığı ile doğum, karın kasları arasında göbek kordonunun geçtiği açıklığın tam olarak kapanmaması gibi durumlar bunlardan en önemlileridir. Yetişkinlerde ise göbek fıtığının en önemli nedeni karın kaslarının zayıf olduğu bölgeye çok fazla baskı yapılmasıdır. Bu baskıya neden olan etmenler fazla kilolu olmak, karın cerrahisi geçirmiş olmak, sık hamilelik, çoğul gebelik, karın boşluğunda aşırı sıvı birikimi, kalıcı ve şiddetli öksürüklerdir. Aynı zamanda ani eğilip kalkmak, ağır sporlar yapmak, hızlı kilo alıp vermek ve kronik kabızlık da karın içi basıncını arttırdığından göbek fıtığına neden olan faktörler arasında sayılabilir. Kadınlarda hamileliğe bağlı olarak erkeklere oranla çok daha sık şekilde göbek fıtığına rastlanmaktadır.
Göbek Fıtığı Teşhisi Nasıl Konulur?
Hekimler, bebeklerde veya yetişkinlerde göbek fıtığının varlığını araştırmak için sıklıkla fiziksel muayeneye başvururlar. Hekim tarafından yapılan bu muayene sırasında göbek fıtığı kolaylıkla tespit edilebilir, aynı zamanda fıtığın karın boşluğu içerisine geri itilip itilemediğini veya bulunduğu bölgeye sıkışmış olup olmadığını kontrol edilebilir. Sıkışmanın söz konusu olması, fıtıklaşmış kısımda kan dolaşımını durdurarak ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle fıtığın teşhisinin ardından böyle bir durumun varlığının araştırılması çok büyük bir öneme sahiptir. Boğulmuş göbek fıtığı olarak adlandırılan bu durumun belirtileri arasında ateş, kabızlık, şiddetli karın ağrısı, hassasiyet, mide bulantısı ve kusma, kızarıklık ve renk değişimi, karında şişkin bir yumrunun hissedilmesi gibi durumlar yer alır. Hastanın öyküsünün alınması ve fiziksel muayenesi esnasında buna yönelik gerekli incelemeler de yapılır. Ayrıca fıtığın daha net bir şekilde incelenmesi için ultrason ve röntgen gibi tıbbi görüntüleme tekniklerine başvurulabilir. Bağırsağın sıkışmasından şüphelenilmesi halinde enfeksiyon ve iskemi durumlarının araştırılması açısından birtakım kan testleri de istenebilir. Tüm bu muayene ve tanı tetkiklerinin tamamlanması ve değerlendirilmesinin ardından hekim tarafından hastaya uygun tedavi planı belirlenerek bir an önce başlatılabilir.
Göbek Fıtığı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Göbek fıtığı, belirtileri ilk hissedildiği andan itibaren ciddiye alınması ve derhal sağlık kuruluşlarına başvurulması gereken hastalıklardandır. Göbek fıtığında günümüz koşullarında en sık önerilen ve en güvenli olan tedavi yöntemi yama tekniğidir. Yama yöntemi kullanılarak yapılan fıtık tedavilerinde fıtığın yeniden nüksetme oranı %1 gibi oldukça düşük bir orana indirgenebilir. Kadınlarda hamilelik, karındaki iç basıncın artmasına bağlı olarak göbek fıtıklarının yaygın olarak oluştuğu bir dönemdir. Göbek deliğinin direkt olarak içinden veya komşuluğunda yer alan bölgelerden çıkan göbek fıtıkları 1 santimetre ile 6-7 santimetre aralığında herhangi bir boyutta olabilmektedir. Medical Park Genel Cerrahi uzmanlarından Prof. Dr. Adem Dervişoğlu, fıtık ameliyatlarında hem açık operasyon hem de laparoskopik cerrahi uygulamaları ile yapılan ameliyatlarda sentetik yamalardan yararlanılarak fıtık tedavi edilirken tekrarlama olasılığının da neredeyse ortadan kalktığını belirtmektedir.
Göbek fıtığı olgularında tedavinin etkinliği ve başarı oranı, cerrahi müdahalenin zamanında yapılması ile yakından ilişkilidir. Tek tedavi seçeneği cerrahi operasyon olan göbek fıtıklarında ameliyat haricindeki diğer tedavi yöntemlerinin birçoğu başarısızlıkla sonuçlandığı gibi tedavinin gecikmesine neden olarak operasyonu da zorlaştırır. Fıtığın boyutu, konumu ve hastanın sağlık durumunun müsait olması halinde öncelikli olarak laparoskopik cerrahi tercih edilse de bazı hastalarda açık ameliyat da gerekebilir. Bu iki cerrahi yöntemden hangisinin tercih edilmesi gerektiğine hekim tarafından hastanın klinik bulguları ve fıtığın yapısı değerlendirilerek karar verilir. Genellikle 3 santimetreden daha küçük boyuttaki fıtıklarda açık ameliyat tercih edilir. Bunun nedeni laparoskopi tekniğinde 3 farklı giriş kesisinin açılması gerekirken; fıtık küçük olduğundan açık ameliyat ile tek bir küçük kesi ile tedavinin gerçekleştirilebilecek olmasıdır. Fakat büyük fıtıklarda açık ameliyat ile açılacak olan kesi çok daha büyük olduğundan laparoskopi daha uygun bir seçenektir. Açık veya kapalı olarak yama yöntemi ile yapılan cerrahi fıtık operasyonlarında tül benzeri özel bir malzeme yardımıyla fıtık tarafından oluşturulmuş olan açıklığın üzeri tıpkı bir yama gibi gerdirilmeden kapatılır. Yama tekniğinin uzman bir cerrah tarafından uygulanması hastalarda yabancı bir cisim varlığı hissetme ve rahatsızlık hissi gibi olumsuzlukların ortaya çıkmasını önler, operasyon bölgesinde sağlıklı dokunun gelişimini mümkün kılar, gerilmelere karşı dayanıklı olmasını sağlar. Operasyon sonrasında tedavisi tamamlanan hastalarda alkol ve sigara kullanımı yaranın iyileşme sürecini uzatır ve fıtığın nüksetme riskini arttırır. Bu nedenle sigara ve alkol kullanımından uzak durmaya özen gösterilmelidir.
Eğer siz de göbek fıtığı teşhisi aldıysanız veya bu hastalığa sahip olabileceğinizi düşünüyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak muayeneden geçebilirsiniz. Muayene ve tanı testleri sonucunda hastalığın teşhis edilmesi halinde hekiminizle birlikte tedavi sürecinizi planlayarak hastalığınızdan tamamen kurtulabilirsiniz.
En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız
Genel Cerrahi
23.6.2020
23.6.2020
742707
Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.