satır arası

Kalsifikasyon, vücuttaki değişik dokularda kalsiyum mineralinin tortu halinde birikmesidir. Kalsifikasyon sonucunda birikmenin olduğu doku ve organlarda çeşitli problemler görülebilir.

Kalsifikasyon Nedir?

Kalsiyum vücutta en çok bulunan minerallerden biridir. Kemikler ve dişler, vücutta ciddi miktarda kalsiyum depolar. İnsanlarda kan dolaşımda da kalsiyum minerali bulunur. Ancak dolaşımdaki kalsiyum, vücuttaki kalsiyumun yaklaşık %1’ini oluşturur. Özellikle yaşlanmayla birlikte görülen kalsifikasyonun en sık etkilediği organ ve dokular şu şekildedir:

  • Arter
  • Perikardiyum
  • Böbrek
  • Tendon
  • Eklem
  • Beyin
  • Meme
  • Omuz
  • Diş
  • Pankreas

Az miktardaki kalsifikasyon, vücutta genellikle bir sıkıntıya yol açmaz. Ancak kalsifikasyon ilerledikçe etkilediği organda hasar oluşturarak bu organın fonksiyonunu bozabilir. Doku ve organlardaki kalsifikasyon farklı sebeplere bağlı olarak oluşabilir:

  • İnflamasyon (iltihaplanma)
  • Yaralanma
  • Enfeksiyon
  • Kanser
  • Doku tamiri

Kalsifikasyonun nerede ve neden oluştuğu, bu durumun tedavi ve yönetimi için yol göstericidir.

Kalsifikasyon Hangi Organlarda Olur, Nasıl Tedavi Edilir?

Kalsifikasyonun tedavi edilip edilmeyeceği veya nasıl tedavi edileceği, bu sorunun oluştuğu organa göre farklılık gösterir. Kalsifikasyonun kansere mi, enfeksiyona mı yoksa inflamasyona mı bağlı oluştuğu da tedavi için önemlidir. Kalsifikasyonun oluştuğu organlara göre sınıflandırılması şu şekildedir:

Arter Kalsifikasyonu

Arterler, kanı kalpten organlara taşıyan görece büyük çaplı atar damarlardır. Arterlerdeki kalsifikasyon oldukça genç yaşlarda başlar. Ancak bu kalsiyum depozitlerinin fark edilir hale gelmesi genellikle kişi 40 yaşına geldikten sonra olur. Arter kalsifikasyonu yaşla birlikte şiddetlenir. Yapılan araştırmalara göre 70 yaşın üzerindeki erkeklerin %90’ında ve kadınların %67’sinde koroner arter kalsifikasyonu görülmektedir. Koroner arterlerdeki kalsifikasyon, bu damarların çapını daraltarak damar içerisinden geçen kan miktarını azaltır. Bu durumda kalbi beslemekten sorumlu koroner arterler görevini tam olarak yerine getiremez. Sonuç olarak da bu kişilerde koroner arter hastalığı, kalp krizi gibi sağlık sorunları gelişebilir. Arterlerde kalsifikasyona neden olan durumlar şöyle sıralanabilir:

  • Metabolik sendrom
  • Tütün kullanımı
  • Yüksek kolesterol
  • Yüksek tansiyon
  • Kronik böbrek hastalığı

Arter kalsifikasyonunun spesifik bir tedavisi yoktur. Burada tedavide temel amaç, damar çapındaki daralmaya bağlı gelişebilecek kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaktır. Bunun için hastaların altta yatan diyabet, tansiyon, yüksek kolesterol gibi rahatsızlıkları kontrol altına alınmalıdır.

Perikardiyal Kalsifikasyon

Perikard, kalbi dışarıdan saran zarın adıdır. Perikardın kalsifiye olması kalbin kanla dolma ve pompalama becerilerinin azalmasına neden olur. Perikardiyal kalsifikasyonun altında yatan sebeplerin bazıları ise şunlar olabilir:

  • Viral enfeksiyon
  • Geçirilmiş kalp cerrahisi
  • Radyoterapi
  • Bağ doku hastalığı
  • Travma
  • Kanser

Perikardın kalsifiye olması sonucunda hastalarda görülen semptomlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Yorgunluk
  • Fiziksel aktivite sırasında nefes darlığı
  • Yatar pozisyonda solunum güçlüğü
  • Öne eğilmekle rahatlayan nefes darlığı

Hastaların bazıları ise hiçbir belirti vermeyebilir. Perikardiyal kalsifikasyona bağlı semptomu olmayan hastalarda tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Semptomu olan hastalarda ise antiinflamatuar ilaçlar kullanılabilir. Bazı hastalarda da perikardiyumun etkilenen kısmının çıkarıldığı perikardiyektomi ameliyatı yapılabilir.

Böbrek Kalsifikasyonu

Kalsiyum depozitleri böbrekte de birikebilir. Bu duruma nefrokalsinozis adı da verilir. Böbrekte biriken kalsiyum, moleküler, mikroskopik ve makroskopik olarak üç ayrı gruba ayrılabilir. Bu ayrım kalsiyum tortularının büyüklüğüne ve tortuların grafilerde (filmlerde) veya mikroskopta görülebilir olup olmadığına göre yapılır. Böbreklerde kalsifikasyon sebepleri şunlar olabilir:

  • Primer hiperparatiroidism
  • Sarkoidoz
  • Kanda kronik potasyum düşüklüğü
  • D vitamini tedavisi

Sayılan bu durumlar, idrarın pH değerlerini değiştirerek kalsiyumun çözünürlüğünü etkiler. Bunun sonucunda da çözünmeyen kalsiyum böbrekte kalarak birikir ve kalsifiye olur.

Böbrek kalsifikasyonu hastalarda genellikle belirti vermez. Kalsifikasyonun tedavisi altta yatan hastalığa göre yapılır. Örneğin D vitamini tedavisine bağlı böbrek kalsifikasyonu sorunu yaşayan hastalarda tedaviye ara verilerek çözüm sağlanmış olur.

Eklem ve Tendon Kalsifikasyonu

Eklem ve tendon kalsifikasyonu toplumda görece yaygın olarak görülen tablolardır. Toplumun yaklaşık %3-15’inde tendinit olarak adlandırılan tendonlarda kalsiyum birikmesi durumu görülür. 85 yaş üzeri popülasyonun ise yaklaşık yarısında eklemlerdeki kıkırdak yapılarda kalsifikasyon mevcuttur. Eklem kalsifikasyonu en çok omuz ekleminde görülürken, kalça, el bileği ve dirsek ekleminde de kalsifikasyon oluşabilir. Eklem ve tendon kalsifikasyonu olan hastalarda bu durum, eklemlerde sertlik ve ağrı hissine yol açabilir. Kalsiyum pirofosfat dihidrat kristal hastalığı ya da diğer adıyla yalancı gut hastalığı, eklem kalsifikasyonun sık görülen sebeplerinden biridir.

Eklem ve tendon kalsifikasyonu tedavisinde genellikle antiinflamatuar ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar oral (ağızdan) kullanılabileceği gibi etkilenen bölgeye enjeksiyon ile de verilebilir. Nadir de olsa eklem kalsifikasyonu tedavisinde cerrahiye ihtiyaç duyulabilir.

Beyin Kalsifikasyonu

Beyni besleyen kan damarlarında da kalsiyum depozitleri birikebilir. Bu depozitler genellikle ilk olarak beynin istemli hareketlerin başlatılmasından ve kontrolünden sorumlu bazal ganglia bölümünü etkiler. Beyindeki kalsiyum depozitleri görüntüleme yöntemleri yardımıyla tespit edilebilir. Beyin kalsifikasyonunun ilk belirtileri genellikle kişi orta yaşlardayken ortaya çıkar ve zaman içinde şiddetlenir. Beyin kalsifikasyonunda görülen belirtilerin bir kısmı ise şöyledir:

  • Kaslarda istemsiz gerilme
  • Hareketlerin kontrol edilememesi
  • Yürüyüş bozukluğu
  • Hareketlerde yavaşlama
  • Tremor (titreme)

Primer ailesel beyin kalsifikasyonu, altta yatan bir hastalığa bağlı gelişmeyen ve aileyi kuşaklar boyu etkileyen bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlıktan etkilenen bireylerin %20-30’unda farklı belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Demans
  • Psikoz
  • Hafıza kaybı
  • Kişilik değişimleri
  • Konsantre olmada güçlük
  • Nöbet
  • Konuşmada bozukluk

Beyin kalsifikasyonun tedavisinde temel yaklaşım altta yatan nedenin düzeltilmesidir. Çünkü beyindeki kalsifikasyon geri dönüşsüzdür. Beyin kalsifikasyonuna bağlı motor becerilerinde sorun olan kişiler için fizik tedavi, konuşma terapisi, derin beyin stimülasyonu gibi farklı tedavi yöntemleri motor becerileri iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Meme Kalsifikasyonu

Meme kalsifikasyonu sadece mamografi sonucu tespit edilebilir. Memede düzenli sınırlı, büyük boyutlu kalsiyum depozitleri makrokalsifikasyon olarak adlandırılırken sınırları düzensiz, küçük depozitler ise mikrokalsifikasyon olarak isimlendirilir. Her iki kalsifikasyon türü de genellikle kanser habercisi değildir. Ancak değişik şekillerdeki, büyüklüğü hızla artan mikrokalsifikasyonlar meme kanseri habercisi olabilir.

Meme kalsifikasyonu çoğunlukla belirti vermez. Memedeki kalsifikasyonun tedavi edilmesine de ihtiyaç duyulmaz. Mamografi sonucu memesinde kalsifikasyon tespit edilen hastalar yakın takibe alınmalı ve gerekli ek tetkikler yaptırmalıdır. Kalsifikasyonlar nadir de olsa kanser belirtisi olabileceğinden böyle bir durumun varlığının erken teşhis edilmesi tedavi başarısını da artırır.

Pankreas Kalsifikasyonu

Pankreas kalsifikasyonu genellikle alkolizme bağlı kronik pankreatit hastalarında görülür. Kronik pankreatit gelişiminde etkili olabilecek diğer risk faktörleri şöyledir:

  • Sigara içme
  • Genetik yatkınlık
  • Kistik fibrozis gibi sistemik hastalıklar
  • Pankreasta iyi veya kötü huylu tümör varlığı

Kronik pankreatit hastalarında görülen semptomların bazıları şu şekildedir:

  • Sırta yayılabilen karın ağrısı
  • İştah kaybı
  • İstemsiz kilo kaybı
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Sarılık
  • Sürekli susama, sık sık idrara çıkma
  • Yorgunluk

Pankreas kalsifikasyonu kronik pankreatite bağlı geliştiğinden tedavide asıl amaç, pankreatiti düzeltmektir. Ancak kronikleşmiş hastalık, pankreasta kalıcı hasar bırakmış olabilir. Bu durumda hastalığın daha da ilerlemesini durdurmak için alkol ve sigara tüketimi sonlandırılmalıdır. Bu hastalarda pankreatite bağlı ağrının kontrol altına alınması için ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Hastalığın çok şiddetlendiği kişilerde cerrahi de tercih edilebilecek bir diğer tedavi seçeneğidir.

Kalsiyum mineralinin dokularda birikmesi sonucu oluşan kalsifikasyon özellikle ileri yaşlarda belirgin hale gelir. Kalsifikasyon, ilgili dokuların çalışmasını bozarak fonksiyon kaybına yol açabilir. Bu nedenle doku ve organlarda kalsiyum birikmesini önleyecek davranışlar alışkanlık haline getirilmelidir. Vücudun herhangi bir yerinde kalsifikasyona bağlı gelişmiş olabilecek bir semptom fark edildiğinde mutlaka en yakın sağlık merkezine başvurularak gerekli kontrolleri yaptırılmalıdır.

En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız

Sosyal Medya Hesaplarımız:
Facebook | Instagram | YouTube | LinkedIn

292159

Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.