satır arası

Kronik hastalıklar, birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkar ve kişinin yaşamı boyunca devam ederek, hayat kalitesinde azalmaya neden olur. Hastalığın başladığı ilk anda, belirtiler henüz tam olarak kendini göstermediği için, kişi ve sağlık sistemi tarafından tespit edilmesi çok zor olabilir. Uzun dönem içerisinde yavaş gelişim gösteren kronik hastalıklar karşısında tıbbi girişimler yanıtsız kalır.

Kronik hastalık hangi vücut sisteminde gerçekleştiyse, o bölgedeki organ ve dokuların tam fonksiyon gösterememesi nedeniyle bir takım belirti ve bulgular ortaya çıkar. Hastalık sürecinin uzun süreli olması nedeniyle ağrı, halsizlik ve duygu durum bozuklukları gibi ek belirtiler, kişinin gündelik yaşamının parçası haline gelir. Kişinin iş yapabilme kabiliyetinde azalma gelişir. Bu nedenle kronik hastalıklar aynı zamanda bir iş gücü kaybı sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kronik hastalık tuttuğu doku ve çevresinde bağışıklık sistemi fonksiyonlarını baskılaması nedeniyle tümoral yapıların oluşmasına zemin hazırlayabilir.

Hastalıkların uzun süreli oluşu, zaman içerisinde kişide psikososyal bozuklukların ortaya çıkmasına neden olur. Üzüntü, öfke, çaresizlik, öz güven kaybı, başkalarına bağımlı olma endişesi ve depresyon, kronik hastalıklara eşlik eden psikolojik belirtilerdendir. 

Kronik hastalık nedir?

Hastalığa dair belirti ve bulgularının ortaya çıkması için bir bekleme dönemi olan, birçok nedene bağlı olarak gelişen, kesin tedavisi olmayan, uzun süreli hastalıklara kronik hastalık adı verilir. 

Kronik hastalıklar, düzenli olarak tıbbi müdahale gerektirir ve kişinin gündelik yaşamının aktivitelerini sınırlar.

Hastalık nedeniyle ortaya çıkan belirtilerin şiddeti değişkendir. Hastalık bazı dönemlerde alevlenip ağır bir seyir izleyebilirken, bazı dönemlerde ise hastalığın şiddeti azalıp, kişide ortaya çıkardığı belirtiler hafifleyebilir.

Kronik hastalık çeşitleri nelerdir?

Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi (CDC) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), birtakım hastalıkları kronik hastalık tanımı içerisinde değerlendirmiştir, bu hastalıkların en sık görülenleri: 

•    Kalp ve damar hastalıkları

•    Bazı kanser türleri 

•    Tip 2 Şeker hastalığı 

•    Obezite

•    Eklem iltihabı (Artrit)

•    Kronik solunum yolu hastalıkları (KOAH ve astım)

Kalp ve Damar Hastalıkları

 Kan dolaşımında bulunan yağ yapıda moleküllerin damarların çeperinde birikmesiyle sinsice ilerleyen ve belirti verdiğinde genellikle ilerlemiş olan kronik hastalıklardır. Ateroskleroz olarak adlandırılan damar tıkanması süreci, kalbi besleyen damarlarda meydana gelirse kalp krizi, beyni besleyen damarlarda meydana gelirse de inme tablosu ortaya çıkar.

Ülkemizde önümüzdeki 10 yıl içerisinde kalp ve damar sistemi ilişkili hastalık sayısının 2 katına çıkması beklenmektedir. Fiziksel belirti ve bulgularına ek olarak kalp hastalığı olan bireylerde depresyonun eşlik etmesi, oldukça sık görülen bir durumdur. 

Tip 2 Şeker Hastalığı

Kronik metabolik bir hastalık olan şeker hastalığı, kan şekerinin sürekli yüksek olması ile karakterize bir durumdur. Bu tablonun nedeni pankreastan insülin salgılanmasının bozulmasına ve/veya vücutta insüline karşı direnç oluşmasıdır. Şeker hastalığı sıklığı hem erkeklerde hem de kadınlarda yaşla birlikte artmaktadır. Bunun nedeni ise hareketsizlik ve dengesiz beslenme gibi zararlı yaşam tarzındaki değişiklerdir. 

Daha öncesinde şeker hastalığı olmayan bir kişide, ölçülen açlık kan şekeri değerinin 125mg/dl’nin üzerinde olması durumunda diyabet tanısı konmaktadır.

Tip 2 diyabet, tüm şeker hastalığına sahip bireylerin %90’ında görülen formdur. İnsüline hücreler tarafından verilen yanıtın azalması ile ortaya çıkan direnç söz konusudur. Hastalığın ilk dönemlerinde yüksek kan şekeri düzeyinin normalleştirilmesi adına salgılanan insülin miktarı artar, yanıtsızlığın devam etmesiyle birlikte salgılanan insülin miktarı giderek azalır ve tip 2 şeker hastalığı oluşur.

Obezite

Tüm dünyada görülme sıklığı giderek artmakta ve yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilir bir hastalık olması nedeniyle önem arz eder. Ülkemizde obezite, en sık olarak 55 - 64 yaş grubunda görülür. 

Vücut kitle indeksinin 30kg/m2‘nin üzerinde olması durumuna obezite, 40kg/m2’nin üzerine çıkmasına da morbid obezite adı verilir. Bu ölçümler vücutta normalden çok fazla yağın bulunduğunu gösterir. Vücut kitle indeksi dışında bel çevresi ve bel - kalça oranı vücuttaki bu fazla yağın dağılımı hakkında bilgi verebilir. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda ise 88 cm’in üzerinde olması geniş olarak tanımlanır. Aynı zamanda bel çevresinin kalça çevresine bölünmesi ile elde edilen bel kalça oranı için sınır değerler erkeklerde 0.95, kadınlarda 0.88’dir. Bu değerin üzerindeki kişiler şeker hastalığı ve kalp - damar hastalıkları yönünden riskli kabul edilir. 

Birçok farklı vücut sistemi ile ilgili hastalıklara zemin hazırlaması nedeniyle obezite, günümüzde tedavi edilmesi gereken kronik bir rahatsızlık olarak görülmektedir. Obez kişilerde hastalıkların ölümcül seyretme ihtimali artar.

Obezite zemininde gelişen hastalıklar:

•    Metabolik sendrom

•    Tip 2 diyabet

•    Kalp yetmezliği

•    Koroner damar hastalıkları

•    Uyku apne sendromu

•    Gastroözefagial reflü hastalığı

•    Cilt hastalıkları

•    Bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesi

•    Psikolojik etkilenme ile sosyal kaygı ve depresyon

•    Meme, kolon, safra kesesi, kadın üreme organları ve prostat kanserlerine karşı yatkınlığın artması

•    Eklemlerin üzerine binen yükün artması ve hareket kısıtlılığı nedeniyle diz ve kalça eklemlerinde kireçlenmeler

Kronik solunum yolu hastalıkları

Hava yollarını tıkayıcı hastalıklar olan astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı dünya üzerinde milyonlarca insanı etkilemektedir. Bu iki hastalığın nedeni ve belirtileri birbirinden farklı olsa da kronik seyir izlemeleri ve hava yollarında inflamasyona neden olma gibi ortak özellikleri de vardır.

Astım, hava yollarının çeşitli etkenlere verdiği aşırı yanıt nedeniyle oluşur. Bu aşırı yanıt neticesinde hırıltılı solunum, göğüs sıkışması, öksürük ve havaya açlık hissi özellikle geceleri ve sabahın erken saatlerinde belirgin olarak ortaya çıkar.

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), dünya üzerinde ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada yer alır. Küçük hava yollarında meydana gelen yapısal değişiklikler ve daralma sonrasında solunum sistemindeki hava akımı sınırlanır. 

Bu hastalıklar sonucunda, akciğerlerin hastalık etkeni mikroorganizmalara karşı verdiği savunmanın zayıflamasına neden olur. Zatürre gibi solunum yolu hastalıklarının ölümcül seyretme riski artar. 

Kronik solunum yolu hastalıklarında kandaki oksijen miktarının azalmasına bağlı olarak beyin işlevleri etkilenir kaygı ve korku ortaya çıkar.   

Kronik eklem iltihapları (Artritler)

Artritler, bir ya da birden fazla eklemde şişlik ve hassasiyetin eşlik ettiği inflamasyon durumudur. Yol açtığı temel şikayetler ise yaş ilerledikçe ağırlaşan eklem ağrısı ve hareket kısıtlılığıdır. Kronik seyirli eklem iltihaplarının en sık karşılaşılanları arasında ilk iki sırada osteoartrit yani kireçlenme ve romatizma olarak bilinen romatoid artrit yer alır.

Osteoartrit hastalığında, eklemlerdeki kıkırdak yapıda aşırı kullanımlar neticesinde hasar meydana gelir. Bu hasar sonrasında eklemlerin hareketi sınırlanır. Kayganlığın kaybolmasına bağlı olarak eklemleşen kemikler birbirine sürtünmeye başlar ve bu da kemik harabiyetine neden olur.

Romatoid artrit ise, vücut savunmasının temeli olan bağışıklık hücrelerinin kişinin kendi eklemine karşı açtığı savaşı tanımlar. Eklem sıvısı ile kıkırdak arasında başlayan inflamasyon zamanla ekleme ait tüm yapıları tutabilir.    

En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız

Sosyal Medya Hesaplarımız:
Facebook | Instagram | YouTube | LinkedIn

437550

Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.