Böbrek hastalıklarından bir tanesi olan ve sıklıkla karşılaşılan böbrek taşı hastalığı; dünya üzerinde Asya ve Uzak Doğu bölgesinde daha seyrek görülürken Hindistan, Ortadoğu ve ülkemizde yaygın olarak karşılaşılan bir sorundur. Tedavi edilmediği takdirde böbrek kaybına yol açabilen bu hastalığın zamanında teşhis edilerek tedavi edilmesi oldukça önemlidir.
Kum dökme, günümüzde beslenme şekilleri veya hayat tarzındaki değişiklikler nedeniyle sıklıkla görülen bir rahatsızlıktır. Bir toplumda insanların %10'unun hayatında en az bir kere kum döktüğü belirtilir. Günümüzde hastanın böbreklerinde fark ettiği bazı semptomlar sonucunda yapılan idrar tahlilinde hastalığın varlığı anlaşılabilir.
Yapılan bu tahlilde kum dökme durumunda idrarda eritrosit ve lökosit gibi kan hücreleri görülebilirken bazı kristallere de rastlanabilir. Belirli semptomları taşıyan ve kum döktüğü anlaşılan hastaya genellikle antibiyotik ve ağrı kesici uygulamasına başlamak gerekir. Bu hastalar hastanenin üroloji servislerinden hizmet almalıdır.
Böbrek Taşı Nedir?
Böbrek kanalları içerisinde genellikle bilinmeyen nedenlere bağlı olarak bazı minerallerin birleşerek oluşturduğu sert yapılara böbrek taşı adı verilir. Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha yaygın olarak görülen bu hastalık, bir kez oluştuğu takdirde tedavi ile yok edilse bile çoğunlukla tekrarlama eğilimi gösterir. Her yaşta görülebilmekle birlikte 30'lu yaşlardaki bireylerde daha sık gözlenir.
Böbrek taşları tedavi edilmemesi durumunda böbrek kanallarının tıkanmasına yol açar ve bu da böbrek içerisinde basınç artışına neden olarak şiddetli ağrı ile birlikte organın fonksiyonlarında bozulmalara sebebiyet verir. Bu nedenle böbrek taşı olan bireyler, ağrıları olmasa bile mutlaka tedavi olmalıdır.
Böbrek Taşı Belirtileri Nelerdir?
Böbrek taşı hastalığının bilinen en yaygın belirtileri şunlardır:
- Şiddetli göğüs, karın ve bel ağrıları
- Bulantı ve kusma
- İdrarda kan görülmesi
Böbrek Taşı Nedenleri
Böbrek taşı oluşumunun nedeni tam olarak bilinemese de hastalığın oluşum riskini artıran bazı faktörler bulunmaktadır. Ailesinde böbrek taşı hastalığı öyküsü bulunan bireylerde bu hastalığa yakalanma olasılığı oldukça yüksektir. Yanlış beslenme alışkanlıkları da böbrekte taş oluşumu riskini arttırabilir.
Bunların haricinde böbrek taşı oluşumu riskini artıran faktörler şunlardır:
- Obezite
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları
- Daha önce böbrek taşı sorunu geçirmiş olmak
- Yetersiz fiziksel aktivite
- Doğumsal böbrek anomalileri
- Böbreklerde herhangi başka bir hastalığın bulunması
- Kronik bağırsak problemleri
- Gut hastalığı
Böbrek Taşı Çeşitleri
Böbrek taşı, taşı oluşturan minerallere göre aşağıdaki çeşitlere ayrılır:
- Kalsiyum taşları: Kalsiyum oksalat ve kalsiyum fosfat gibi kalsiyumun çeşitli bileşiklerinin oluşturduğu taşlardır. Tüm böbrek taşı vakalarının yaklaşık %75'i kalsiyum taşlarından oluşmaktadır.
- Ürik asit taşları : Genellikle yüksek proteinli diyetle beslenen bireylerde görülen böbrek taşı türüdür.
- Sistin taşları: Nadir görülen bir böbrek taşı türü olmakla birlikte genellikle metabolik bozukluklardan kaynaklıdır.
- Sitruvit (enfeksiyon) taşları: Genellikle idrar yolu enfeksiyonlarından kaynaklanan bu taş türü, çok hızlı büyümesi nedeniyle kısa sürede ciddi böbrek hasarına yol açabilmektedir.
Kum Dökme Nedir?
Kum dökme özellikle fosfat, sistin ve oksalat gibi kristallerin vücudun bulunduğu sıcaklıkta idrarda çözünememesi sonucunda katı olarak parça parça idrarda kalmasıdır. İnsan vücudunda üriner sistem böbreklerden ince idrar kanalları aracılığıyla idrar kesesine yani mesaneye idrar taşınması ve buradan da vücut dışına atılması şeklinde işler.
Böbreklerden idrar torbasına giden idrarda kum veya taş bulunması durumunda idrar ince idrar kanallarından rahatlıkla ilerleyemez ve burada birikmeye neden olur. Bu birikme sonucunda böbreklerde şişme meydana gelir ve bu şişme şiddetli ağrıya, bazen de bulantı ve kusmaya sebep olur. Oluşan taş ince idrar kanallarına doğru inmeye başladıkça ağrı vücutta daha da yaygınlaşır ve idrara çıkma isteği sıklaşır.
Bu süreçte idrarın rengi koyulaştığı gibi idrarda kan görülme olasılığı da vardır. İdrar yapma sırasında ise yanma hissi oluşabilir. Kum dökme veya taş düşürme durumlarında duyulan ağrı genelde çok şiddetli olduğu için hastalar hastaneye başvururlar ve bu duruma renal kolik denir. Renal kolik durumuna acil servislerde sıklıkla rastlanılır, hatta acil servislerde en sık karşılaşılan üriner sistem rahatsızlıktır denilebilir.
Bu idrarda çözünemeden kalan kristallerin boyutları önemlidir. Kristallerin boyutları büyüdükçe idrar ile atılması zorlaşır. Böyle durumlarda idrarın bekletilmesi çok sakıncılıdır çünkü idrarda çözünemeden kalan küçük kristaller idrarın bekletildiği süreçte dibe çöker ve birbiriyle kaynaşarak daha büyük kristaller haline gelir. Atılamadığı sürece de böbreklerde sürekli yüksek şiddetli ağrı hissedilir. Bazı kişilerde ise böbrek kumu dökme sırasında böyle ağrılar hissedilmeyebilir.
Kum dökme rahatsızlığı bulunan insanlarda bu durumun tekrarlama olasılığı ilk 10 yıl içinde %50'dir. İlk kum dökme tecrübesinde kişiye doğru tedavi uygulanmadığı takdirde tekrarlama olasılığı daha da artar.
Kum dökme semptomları bulunan bir kişi hastaneye başvurduğunda idrar ve kan tahlilleri uygulanır. Hastanede yapılan bu tahlillerde böbrek fonksiyon testleri (üre-kreatinin), kan elektrolit düzeyleri (sodyum, potasyum, klor, kalsiyum) ve enfeksiyon belirteçleri testleri (kan sayımı, CRP, idrar tahlili ve kültürü gibi) değerlerine bakılır. Bazı hastalarda böbrek fonksiyonlarının yükseldiği gözlenebilir ve bu durumda böbrek fonksiyonlarını daha da yükseltecek olan ilaçlardan kaçınılması önerilir.
İdrarda kristallerin çözünememesi sonucu oluşan kumun ince idrar kanallarında ilerleyememesi ve birikmeye yol açması sonucunda idrar yollarında enfeksiyon da oluşabilir. Enfeksiyon görülen hastalar yakından takip edilmelidir ve bu enfeksiyon durumu da uygun görülen antibiyotikler ile düzeltilmelidir. Enfeksiyon durumu uygun antibiyotik tedavisi ile düzeltildikten sonra idrarın kanallardan düzgün şekilde akmasını sağlamak için uygun görülen tedavi şekilleri uygulanmalıdır.
Hastanın kum döktüğü anlaşıldıktan sonra düşen taşın veya dökülen kumun kanalın neresinde bulunduğunu gözlemlemek ve büyüklüğünü görmek için böbrekteki tıkanıklık sonucunda oluşan şişmenin ne durumda olduğunu anlamak ve bu durumlara göre bir tedavi yöntemi önermek için film çektirmek gerekli olabilir. Bu amaçla kullanılan yöntem genellikle idrar yolları ultrasonografisidir. Bu yöntemde hastalar radyasyona da maruz kalmaz ve böylece gebelerde ve çocuklarda da güvenle kullanılabilir.
Ancak çok küçük boyutta olan taşlar görülemeyebilir ve bu durumda bilgisayarlı tomografi kullanılması uygun görülür. Bilgisayarlı tomografi böbrek taşlarını veya kumu göstermek için kullanılan en iyi yöntemdir ve en net görüntülemeyi sağlar.
Kum dökme durumu kadınlara kıyasla erkeklerde daha sık görülür. Ailede bu durumun görülmüş olması veya görülmeye yatkınlık kum dökülmesi riskini arttırabilir. Beslenme ve yaşanılan bölgenin kum dökme üzerindeki etkisi büyüktür. Yüksek dağlık yerlerde ve kuraklık bulunan bölgelerde daha fazla görüldüğü saptanmıştır ve bu durumda Türkiye'de de doğu bölgesinde dağlık alan fazlalığından dolayı batıya göre görülme olasılığı daha yüksektir.
Kum Dökme Belirtileri
Kum dökmenin en belirgin belirtisi böbreklerde yani karnın yan taraflarında duyulan hatta bazen kasıklara, sırta kadar yayılan şiddetli ağrıdır. İdrara çıkıldığında yanma hissiyatı, idrar renginin koyulaşması hatta bazı durumlarda bazen gözle görülebilen bazen de tahliller sonucunda idrarda kan görülebilmesi, idrara sıklıkla çıkıldığı halde idrarın tam boşalmaması hissi en sık görülen belirtiler arasındadır.
Bu belirtilere ek olarak böbreklerdeki birikme sonucu oluşan bulantı ve kusma gibi belirtiler de görülebilir. Kum dökülmesine bazı durumlarda enfeksiyon da eşlik eder ve bu da böbrek kumu belirtilerine örnek olarak gösterilebilir. Böbrek kumları veya taşları uzun zaman boyunca hiç belirti vermeden de içeride büyüme gösterebilir. Bu duruma karşı dikkatli olmak gereklidir.
Kum Dökmekten Nasıl Korunabiliriz?
- Tuz tüketimini azaltmak,
- Günde 2-3 litreye kadar su içmek,
- Lifli yapıya sahip olan sebze ağırlıklı besinlerle beslenmek,
- Egzersizin kristal birikimin engellediği düşünüldüğü için de hareketli bir hayat tarzını benimsemek kum dökmesine veya taş düşürmeye alınabilecek önlemler arasında sayılabilir.
Kum Döken Hastaların Tedavisi
Böbreklerden ince idrar kanallarına düşen kristallerin yani taş veya kumun boyutu tedavi için önemlidir ve bu boyut film yöntemiyle belirlenir. Belirleme sonucunda boyutun 5mm'den küçük olduğu görülürse kendiliğinden düşme olasılığının yüksek olduğu söylenir. Bu olasılık %70-85 kadardır. Bu boyuttaki kum veya taş için ağrıyı azaltmak amaçlı ağrı kesici kullanımı yeterli görülür.
Ağrı kesici tedavisine ek olarak hastanın bol bol sıvı tüketerek idrar miktarını arttırması ve böylece bulunan küçük boyuttaki kristallerin atılımını kolaylaştırması tavsiye edilir. Aynı zamanda görülen tedavilere ek egzersiz yapılması özellikle de sık sık ip atlanması kumun veya taşın düşmesi için iyi bir yöntemdir. Bu egzersizler biriken kristallerin aşağıya doğru hareketini hızlandırır. İnce idrar kanallarını genişletme etkisi bulunan prostat ilaçları da tedavi için kullanılabilen ilaçlar arasındadır. Bu prostat ilaçları 5mm'den daha büyük olan genellikle boyutları 5-10mm'ler arasında bulunan taşlar veya kumlar için kullanılır.
5mm'den küçük olduğu halde uygulanan ağrı kesici tedavisine yanıt vermeyen ve bir türlü düşmeyen böbrek taşlarında ses dalgası ile taş kırma tedavisi (ESWL) uygulanabilir. Bu tedavi yöntemi sonucunda da taşın sert olması veya hastanın bu tedaviye aslında uygun olmamasından dolayı bir yanıt alınamıyorsa, endoskopik lazerle taş kırma tedavisi (URS) uygulaması uygun görülür.
Kum dökme semptomlarından olan bulantıyı önlemek için uygulanan tedavilere ek mide bulantısını hafifletici ilaçlar da hastaya uygulanabilir. Kum dökmesine bazı durumlarda eşlik eden enfeksiyonun önlenmesi için aynı zamanda hastaya uygun bir antibiyotik tedavisi de başlanabilir.
Antibiyotik tedavisi uygulanacak hastalarda uygun antibiyotik seçimi önemlidir aksi takdirde hastada antibiyotik direnci oluşma ihtimali vardır. Tedavi süresince böbrek fonksiyonlarının geri gelip gelmediği veya böbrekteki şişliğin boyutunun nasıl değiştiği gözlenir ve buna göre tedaviye devam edilir.
En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız
Prof. Dr.
Cevdet Kaya
https://www.medicalpark.com.tr/_uploads/_images/_doctorProfile/hSFKIz5M.jpg
Üroloji
İSÜ Medical Park Gaziosmanpaşa
https://www.medicalpark.com.tr/_assets/_i/mp_logo_red.jpg
Üroloji
10.8.2020
14.5.2024
894059
Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.