Göğüs kafesinin normal şekli kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Çocukluk çağında silindirik olan göğüs kafesinin enine kesiti büyüdükçe genişler ve düzleşir. Ancak bazı durumlarda göğüs kafesinde şekil bozuklukları olabilir. Kunduracı göğsü (pektus ekskavatum) ve güvercin göğsü (pektus karinatum) göğüs bölgesi kemiklerinde en sık karşılaşılan problemlerdir. Kunduracı göğsü ve güvercin göğsü hastalıklarının her ikisi de halk arasında iman tahtası olarak da bilinen sternumdaki (göğüs kemiği) şekil bozukluğundan kaynaklanır. Kunduracı göğsü ve güvercin göğsü normal şartlarda sağlık için tehlikeli değildir ve sıklıkla herhangi bir belirti vermez.
Göğüs kemiği deformiteleri bazı bireylerde göğüs ağrısı, çabuk yorulma, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonu gibi şikâyetlere neden olabilir. Ayrıca estetik açıdan rahatsız edici olabilir ve bu nedenle kişilerde psikolojik bazı problemlere neden olabilir. Kunduracı göğsü ve güvercin göğsü hastalıklarında tedavi seçenekleri deformitenin şiddetine ve hastanın isteklerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Pektus ekskavatum ve Pektus karinatum hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz yazının devamını okuyabilirsiniz.
Kunduracı Göğsü Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Kas ve iskelet sistemindeki bazı anormallikler veya sadece göğüs kafesinin normalde olması gerekenden farklı gelişim göstermesine bağlı olarak göğüs duvarında şekil bozuklukları ortaya çıkabilir. Araştırmalara göre Pektus ekskavatum yani kunduracı göğsü göğüs deformitelerinin yaklaşık %88-90’ını oluşturur. Peki kunduracı göğsü nedir? Kunduracı göğsü sternumun yani göğüs kemiğinin göğüs kafesinin içine doğru çökmesi ile karakterize olan bir sağlık sorunudur.
2016 yılında yapılan bir araştırmaya göre kunduracı göğsü çocuklarda en yaygın rastlanan göğüs kemiği deformitesidir. Ayrıca aynı araştırma kunduracı göğsünün başlıca nedeni olarak genetik faktörleri göstermektedir. Bazı araştırmalar ise göğüs kemiği deformitelerinin nedeni olarak kaburganın olması gerekenden fazla büyümesini göstermektedir.
Kunduracı göğsü genellikle çocukluk döneminde fark edilir. Bununla birlikte bazı durumlarda kunduracı göğsünün ergenlik döneminde fark edilmesi de mümkündür. Kaburganın aşırı büyümesi göğüs kafesini içe veya dışarı doğru itebilir.
Kunduracı göğsü çoğu zaman herhangi bir belirti göstermez. Ancak çöküklüğün şiddetine bağlı olarak hastalarda bazı şikâyetler de görülebilir. Kunduracı göğsünün başlıca belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Yukarıda sayılan fiziksel belirtilerin yanı sıra kunduracı göğsü sorunu bulunan insanların bazılarında sosyal ortamlarda bulunmak istememe ve özgüven eksikliği gibi psikolojik sorunlar da görülebilir.
Kunduracı Göğsü Tanısı Nasıl Konulur?
Çoğu zaman alanında uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilen fiziki muayene ile kunduracı göğsü tanısı konulabilir. Ayrıca kunduracı göğsü tanısında BT (bilgisayarlı tomografi), MR (manyetik rezonans gibi görüntüleme tekniklerinden de faydalanılabilir.
Göğüs kemiğinin içe çökmesi solunum yetmezliği, kalpte ritim bozukluğu gibi kalp ve akciğer sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle uzman doktor hastanın kalp ve akciğeri ile ilgili bir problemi olup olmadığını değerlendirmek için de bazı tetkikler yapılmasını isteyebilir.
Kunduracı Göğsü Nasıl Tedavi Edilir?
Kunduracı göğsünün tedavisi hastalığın şiddetine ve hastanın ihtiyaçlarına göre farklılık gösterir. Solunum ve kalp sorunu yaşayanlar için genellikle cerrahi tedavi yöntemleri önerilir. Kunduracı göğsü tedavisinde yaygın kullanılan yöntemlerden bir tanesi vakum terapisidir. Vakum terapisi sırasında vakum cihazı yardımıyla göğsün ön kısmına basınç uygulanır, bu negatif basınç sayesinde zamanla göğüs kemiğindeki deformitenin normal şekline gelmesi hedeflenir.
Hafif ve orta şiddetli deformiteler için uzmanlar bazı egzersizler önerebilir. Bu egzersizlerin düzenli yapılması hastalığa bağlı semptomları hafifletebilir. Bu yöntemlerden sonuç alınamaması veya hastalığın ileri seviyede olması durumunda cerrahi tedavi seçenekleri değerlendirilebilir. Kunduracı göğsü tedavisinde başlıca kullanılan cerrahi yöntemler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Ravitch ameliyatı: Pektus ekskavatum ve karinatum gibi göğüs duvarı deformitelerinin tedavisinde 1940’lı yıllardan bu yana uygulanan geleneksel yöntemlerden bir tanesi Ravitch ameliyatıdır. Ravitch operasyonu sırasında göğüs boşluğundan geniş bir kesi yapılarak kaburga kıkırdağına ulaşılır ve sternumun yani göğüs kemiğinin içeri itilmesine neden olan kıkırdak kısmı çıkarılır. Böylece sternum kalpten ve akciğerden uzaklaşır ve göğüs kemiği düzleştirilir. Ravitch operasyonu açık ameliyat yöntemi ile gerçekleştirilir.
- NUSS ameliyatı: NUSS ameliyatı Ravitch tekniğine kıyasla minimal invaziv (küçük kesilerle) yöntemle yapılan nispeten daha yeni bir yöntemdir. NUSS operasyonu sırasında meme uçları seviyesinin altından göğsün iki yan tarafına iki küçük kesi yapılır. Açılan kesilerden çelik-nikel bir bar (plak) göğüs kemiğinin arkasına yerleştirilir ve dışarı doğru kıvrılır. Bu işlem sternumun dışarı doğru itilmesini sağlar. İşlem sırasında kullanılan çelik barların uzunluğu 16-40 cm arasında değişir. Ayrıca hastanın yaşı ilerledikçe kullanılan bar sayısı da artabilir.
Her iki ameliyat da başarılı sonuçlar verir. Ancak herhangi bir cerrahi operasyonda olduğu gibi bu operasyonlar sonrasında da ağrı, enfeksiyon, kanama gibi komplikasyonların görülme riski vardır.
Güvercin Göğsü Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Pektus karinatum yani güvercin göğsü kunduracı göğsünden sonra en sık rastlanan göğüs kafesi deformitesidir. Peki güvercin göğsü nedir? Güvercin göğsü hızlı kıkırdak büyümesi nedeniyle göğüs kemiğinin anormal şekilde dışa doğru çıkması ile karakterize olan bir durumdur. Bazı durumlarda semptomlar bebeklik ve çocukluk çağında ortaya çıksa da hastalığının tanısı genellikle 11-12 yaş civarında konulur.
Çoğu insanda güvercin göğsü hastalığı herhangi bir belirti göstermez. Ancak daha ciddi vakalarda fiziksel aktivite sırasında nefes almada zorluk, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları ve astım gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Araştırmalara göre nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte güvercin göğsü hastalığı erkeklerde daha çok görülebilir. Bununla birlikte ortaya çıkışında genetik faktörlerin de etkisi olduğu bilinmektedir.
Güvercin Göğsü Nasıl Tedavi Edilir?
Güvercin göğsünün tedavisinde kullanılan cerrahi ve cerrahi olmayan farklı tedavi yöntemleri vardır. Bunlardan hangisinin kullanılacağına hastalığın şiddetine ve hastanın isteklerine bakılarak karar verilir. Güvercin göğsü hastalığında kullanılan başlıca tedavi yöntemleri şu şekildedir:
- Ortez tedavisi: Ortez tedavisi halk arasında bilinen şekliyle korse tedavisi göğüs kemiğinin dışarı doğru çıkık olan kısmına önden ve arkadan baskı uygulayarak göğüs kemiğinin zamanla düzeltilmesini amaçlar. Kişiden kişiye değişmekle birlikte göğüs kemiğinin şeklinin düzelmesi için korsenin altı ay boyunca günde en az 8 saat takılması önerilir.
- Abramson ameliyatı: Abramson ameliyatı genel olarak Nuss ameliyatı ile benzerlik gösterir. Ancak Abramson tekniği Nuss ameliyatının güvercin göğsü hastalığına uyarlanmış halidir. Bu teknikte nikel-çelik alaşımlı bir bar cilt altında açılan bir tünelden dışarı doğru çıkıntının en belirgin olduğu alana yerleştirilir ve sabitlemek için kaburgalara vidalanır. Nikel-çelik alaşımına karşı alerjik reaksiyon gösterenler için titanyumdan imal edilen barlar da kullanılabilir. Doktorun belirlediği sürenin sonunda sabitleyiciler çıkarılır.
Yukarıda sayılanların yanı sıra kunduracı göğsünün tedavisinde olduğu gibi güvercin göğsü tedavisinde de Ravitch ameliyatı veya egzersiz tedavileri de kullanılabilir.
Medical Park Hastanelerinde kunduracı göğsü ve güvercin göğsü hastalıklarının tedavisi alanında uzman hekimler tarafından başarılı şekilde yürütülmektedir. Siz de göğüs kemiği ile ilgili bir şekil bozukluğundan şikâyetçiyseniz kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin.
En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız
İç Hastalıkları (Dahiliye)
17.4.2023
17.4.2023
82434
Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.