satır arası

Nükleer tıp, en genel anlamda hastalıkların teşhis ve tedavileri amacıyla radyoaktif maddelerin kullanılması şeklinde tanımlanabilir. 1920’li yılların başında ilk defa Georg Karl Von Hevesy tarafından benimsenen “izleme ilkesi” nükleer tıbbın temelini oluşturmaktadır.

Nükleer tıbba yönelik en önemli gelişme 1934 yılında Marie Curie tarafından keşfedilen yapay radyoaktivitedir. 1940’lı yıllarda radyoaktif iyotun zehirli guatr tedavisinde kullanılmaya başlaması ise nükleer tıbbın gerçek başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

“Nükleer tıp ne demek?” sorusunun yanıtı “radyoaktif maddelerin vücutta birikme ve yayılma özelliklerinden faydalanarak hastalıkları teşhis edilmesi, tedavi sürecinin takibinin sağlanması ve organların işlevlerinin incelenmesine aracılık eden bir bilim dalı çeşidi” şeklinde verilebilir.

Bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans gibi çok bilinen görüntüleme testlerine eşlik ederek teşhis ve tedavi konularında yarar sağlar. Nükleer tıp nörolojik, onkolojik, ortopedik, böbrek, kalp ve akciğer uygulamaları, guatr hastalıkları, barsak hastalıkları ve kanamaları, safra kesesi rahatsızlıkları, yemek borusu ve mide hastalıkları da dahil olmak üzere pek çok hastalığın tedavisinde kullanılan bir tanı ve tedavi yöntemidir.

Nükleer Tıp Nedir?

Nükleer tıp, kişinin vücuduna verilen radyonüklidlerin (radyoaktif özellik gösteren nükleer parçacıklar), incelenecek doku ve organlardaki yayılımının çeşitli görüntüleme yöntemleri ile saptanarak, bu organ veya dokularda oluşan hastalık yapıcı etkenlerin, kliniklerde nükleer tedavilerinin planlanması ve giderilmesini sağlayan bilim dalıdır.

Tıp, eczacılık, fizik, biyoloji gibi bilimlerle ve nükleer fizik, medikal fizik, biyofizik, radyoloji, radyofarmasi, radyoterapi, radyobiyoloji gibi dallarla işbirliği halinde çalışan multidisipliner bir bilim dalı çeşididir. Bu uygulamalar, nükleer tıp uzmanlarının optimum seviyede teşhis ve tedaviyi sağlamasıyla gerçekleşir.

Nükleer tıp uygulamalarında kullanılan moleküler görüntüleme teknolojisi sintigrafi ve optik görüntüleme gibi özel görüntüleme yöntemlerini içerir. En sık kullanılan görüntüleme testleri arasında pozitron emisyon tomografisi (PET) ve tek foton emisyon bilgisayarlı tomografisi (SPECT) sayılabilir. Bu yöntemlerle elde edilen görüntüleme yalnızca anormalliklerin saptanması ve erken görüntüleme ile tanının konulması için değil, aynı zamanda etkin tedavinin planlanması ve takibi konusunda yararlı bilgiler elde edilmesini sağlar.

Nükleer Tıp Ne İş Yapar?

Nükleer Tıp Ne İş Yapar?

“Nükleer tıp nedir?” sorusundan sonra sıklıkla merak edilen diğer bir konu da nükleer tıbbın kullanım alanlarıdır.

Vücutta herhangi bir farmakolojik etki oluşturmayan, oldukça düşük dozlarda radyoizleyicilerin kullanıldığı nükleer tıp uygulamaları, hücresel metabolizma, DNA proliferasyonu (kanser hücrelerinin bölünmesi), organ fonksiyonu, organlarda kan akışının sağlanması, reseptör ekspresyonu, anormal fizyoloji gibi birçok rahatsızlığın görüntüleme cihazları aracılığı ile incelenmesi esasına dayanmaktadır.

Özellikle yayılım gösteren metastatik kanser gibi rahatsızlıklarda yüksek oranlarda radyonüklid tedavisi uygulanmaktadır. Bu yöntem, vücutta hastalık oluşturan anormal hücreleri hedef alarak tedavi sağlar. Nükleer tıbbın diğer kullanım alanları ise şu şekilde sıralanabilir:

Koroner arter rahatsızlıklarının tanısında,

Hipertansiyon hastalıklarının nedeninin araştırılmasında,

By-pass işleminin değerlendirilmesinde,

Felç hastalıklarında tanısında,

Bunama tanısında,

Ameliyat planan epilepsi hastalarında,

Beyin ve boyun damar ameliyatlarının değerlendirilmesinde,

Tümör yerlerinin tespitinde,

Tümör evrelerinin belirlenmesinde,

Kanserli kemiklerin ağrılarının giderilmesinde,

Gizli kırıkların tespitinde,

Kemik enfeksiyonlarının belirlenmesinde,

İdrar yollarında oluşan tıkanıklığın tespitinde,

Böbreklerde idrar kaçışının olup olmadığının belirlenmesinde,

Böbrek enfeksiyonlarının araştırılmasında,

Akciğerlerde kan pıhtılaşması (pulmoner emboli) tanısında,

Guatr hastalıklarının tanı ve tedavisinde,

Çeşitli mide ve yemek borusu hastalıklarında,

Safra kesesi hastalıklarında,

Barsak kanama ve hastalıklarında,

Lenf yollarının muayenesinde,

Gizli enfeksiyon şüphesinde ve araştırılmasında,

Gözyaşı kanallarının incelenmesinde,

Tükürük bezlerinin fonksiyonlarının değerlendirilmesinde,

Radyofarmasötikler aracılığıyla tümörlerin görüntülenmesinde.

Nükleer Tıpta Sık Kullanılan Kavramlar Nelerdir?

Nükleer tıp uygulamalarında sıklıkla kullanılan kavramların ne anlama geldiğinin bilinmesi uygulanan prosedürün daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Nükleer tıpta kullanılan temel kavramlar ve teknolojiler şu şekilde sıralanabilir:

Sintigrafi: Nükleer tıp görüntüleme tekniklerinde radyoaktif maddenin uygulanması ile gerçekleşen işleme verilen genel isimdir.

Radyofarmasötik: Nükleer tıpta kullanılan, hastalara oral (ağız) veya enjeksiyon aracılığı ile verilen ve bileşiminde radyonüklidlerin bulunduğu, tanı ve tedavi amacı ile kullanılmasının yanı sıra hastada herhangi bir fizyolojik değişime sebep olmayan radyoaktif ilaçlar radyofarmasötik olarak tanımlanmaktadır.

Planar yöntem: Radyoaktif bölgenin vücut dışından bir kamera ile alınan, iki boyutlu görüntülerinin elde edildiği, nükleer tıp görüntüleme yöntemlerinden birisidir.

Tek Foton Emisyon Bilgisayarlı Tomografisi (SPECT): Görüntüleme yapılacak organın etrafında 180 ya da 360 derecelik açılar ile görüntü alınır. Bu yöntem ile organların 3 boyutlu olarak incelenmesi sağlanır.

Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Vücuttaki fizyolojik süreçlerin görüntülenmesi, yayılan pozitronların negatif elektronlar ile karşılaşması ile ortaya çıkan gama ışınları aracılığıyla sağlanır. Bu yöntem ile üç boyutlu görüntü elde edilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Nükleer tıp uygulamaları ile ilgili bilgi sahibi olmak isteyenlerin sıkça sorduğu bazı sorulara ve bu soruların yanıtlarına bu bölümde yer verilmiştir.

Nükleer Tıp Ne Demek?

Hastalıkların teşhis ve tedavisinde, radyoaktif maddelerin ve görüntüleme yöntemlerinin kullanılarak organların fonksiyonlarının incelenmesini sağlayan bir tıp uygulamasıdır.

Nükleer Tıbbın Riskleri Nelerdir?

Nükleer tıpta tercih edilen radyoaktif maddelerin dozları genellikle oldukça düşüktür. Uygun görülen dozlarda uygulandığı takdirde, kişide önemli bir sağlık sorununa veya radyasyona bağlı ciddi bir hasara neden olduğuna dair net bir kanıt bulunmamaktadır.

Hastanın aldığı radyasyon miktarı, teşhis amacıyla çekilen röntgen benzeri yöntemlerden daha az ya da o yöntemlere eşittir. Nadiren mide bulantısı, kusma, baş ağrısı ve halsizlik gibi yan etkiler görülebilir.

Nükleer Tıp Yöntemleri Acı Verici midir?

Nükleer tıp yöntemleri çoğunlukla acı verici işlemler değildir. Radyoaktif maddelerin kullanımı sırasında düşük dozlarda radyasyon kullanılmaktadır, bu dozlar genellikle kişinin sağlığına zarar vermeyecek şekilde ayarlanırlar. Nükleer tıp yöntemleri, hastaları rahatlatıcı ve acısız yöntemlerdir.

Nükleer Tıp Uygulamaları Sırasında Radyasyon Riski Var mıdır?

Nükleer tıp uygulamalarında radyasyon riski söz konusudur. Bu risk genellikle son derece düşüktür ve radyasyon dozları tıbbi amaçlar için uygun görülmüş seviyelerdedir.

Ancak her ihtimale karşılık alternatif tetkikler ile karşılaştırma yapılmalıdır. Radyasyon ile yapılacak tanı ve tedavi uygulamaları, yararlarının risklerinden daha fazla olduğu durumlarda tercih edilmelidir.

Mümkünse radyasyon kullanılmayan alternatif görüntüleme yöntemleri tercih edilmelidir. Uzman hekimler tarafından uygun görülmediği takdirde nükleer tıp uygulaması yapılmamalıdır.

Nükleer Tıp Uygulamalarında Doz Önemli midir?

Hastalara uygulanacak teşhis ve tedavi dozunun uluslararası referans değerlerine göre belirlenmesi gerekmektedir. Çocuklar ve yenidoğanlar yetişkinlere kıyasla radyasyona karşı daha duyarlıdır. Dolayısıyla bu hasta grubunda uygulamanın gerekliliği iyi değerlendirilmelidir.

Çocuklarda vücut ağırlığı göz önünde bulundurularak gerekli ve yeterli doz tespiti yapılmalıdır. Doğum çağındaki kadınların hamilelik durumunun değerlendirilmesi detaylı bir şekilde yapılmalıdır.

Şüpheli durumlarda veya hamilelik durumunda bu prosedürlerin gerekliliği yeniden değerlendirilmelidir.

Nükleer Tıp Prosedürlerinin Sonuçları Ne Kadar Sürede Elde Edilir?

Nükleer tıp uygulamalarının sonuçlarının elde edilmesi, tercih edilen prosedürün türüne ve amacına göre çeşitlilik gösterir. Bazı sonuçlar hemen elde edilebilirken, daha zor uygulamaların sonuçları birkaç saat veya günü bulabilir. Bu sebeple, sonuçların hangi sürede elde edilebileceği konusunda detaylı bilgi edinmek isteyen hastaların doktorları ile görüşmesi tavsiye edilir.

Nükleer Tıp Uzmanları Kimlerdir ve Hangi Durumlarda Başvurulmalıdır?

Nükleer tıp uzmanları, tıp eğitimi almış ve nükleer tıp alanında uzmanlaşmış hekimlerdir. Nükleer tıp uygulamaları tiroid kanseri, hipertiroidi, ağrılı kemik kanserleri, inflamatuar eklem rahatsızlıkları ve nöroendokrin tümörler dahil olmak üzere birçok hastalığın tedavi aşamasında başvurulabilecek bir yöntemdir.

Nükleer Tıp Uygulamalarında Hastaların Nelere Dikkat Etmesi Gerekir?

Gereksiz radyoaktiviteye maruz kalınmaması, hamile ve çocuk gibi radyasyondan etkilenme olasılığı yüksek olan kişileri etkilememek amacıyla radyoaktif madde verilmiş kişilerin çevrelerindeki bireylerden uzak durması tavsiye edilir.

Uzak kalınması gereken mesafe ve süre, uygulama yapılan merkezlerde kişilere anlatılmalıdır. Radyoaktif maddeler idrar yolu ile dışarıya atılmaktadır, bu nedenle idrar yolu ile bulaşma yaşanmaması konusunda dikkatli olunmalıdır.

Nükleer tıp, sağlık alanında fayda sağlayan tıbbi görüntüleme ve tedavi yöntemleri arasında yer alır. Bu yöntem, hastalığın teşhis edilmesi, tedavi edilmesi ve takibi konularında önemli faydalar sağlar.

Nükleer tıp uygulamalarının tercih edildiği durumlar ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyen kişilerin randevu oluşturarak uzman hekimler ile görüşme sağlaması tavsiye edilir.

En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız

Sosyal Medya Hesaplarımız:
Facebook | Instagram | YouTube | LinkedIn

Prof. Dr.
Mahmut Yüksel
Nükleer Tıp
Medical Park Bahçelievler Hastanesi
59539

Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.