👨‍⚕️ Obezite Ameliyatı | Obezite Cerrahisi | Obezite Tedavisi
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hakkında bilgilendirmeyi okudum; randevu hatırlatma ve hizmet sunumu için iletişim bilgilerimin kullanılmasına izin veriyorum.


Güvenlik Kodu :
Güvenlik Kodunu Giriniz:

satır arası

🤰🏼 Obezite Ameliyatı | Obezite Cerrahisi | Obezite Tedavisi Fiyatları 2025
Vücut Kitle İndeksi Hesaplama

Modern çağın en sık görülen hastalıklarından biri olan obezite, vücutta oluşturduğu problemlerin yanında akut veya kronik birçok ölümcül hastalık türünün gelişiminde rol oynaması sebebiyle ciddi bir sağlık sorunudur. Estetik anlamda istenmeyen bir görünüme neden olması, bunun yanında psikolojik bozuklukları da beraberinde getirmesine ek olarak akut veya kronik çok sayıda hastalık açısından da obezite bir risk faktörüdür. Bu nedenle sağlığını korumak isteyen tüm bireylerin ideal kilolarını koruması, obezite sorunu yaşayan hastaların ise hekim ve diyetisyen öncülüğünde ideal kilolarına obezite tedavisi (obezite cerrahisi) ile ulaşmaları gerekir.

Obezite, günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasıyla artanın yağ olarak depolanmasıdır. Diğer bir tanımla obezite vücutta yağ kütlesinin yağsız kütleye oranla çok fazla artmış olması durumudur. Bu şekilde vücutta artan yağlar genellikle bazı uzuvlarda depolanabileceği gibi ileri evrede iç organlarda da yağlanmaya sebep olabilir. Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından en riskli 10 hastalık içerisinde sayılmaktadır.

Vücut sağlığını bozacak kadar aşırı yağlanma nedeniyle alınan kilolar obeziteye neden olabilir. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, genetik yatkınlık gibi faktörler obezitenin başlıca nedenleridir. Fazla kilolardan kurtulmak için tıbbi yardım almak gerekebilir. Obezite tedavisinde hedef, kaliteli bir yaşam sürebilecek kiloya ulaşmak olmalıdır. Obezite tedavisinde uygulanan yöntemler ve obezite cerrahisi hakkında detaylı bilgiye yazımızın devamında ulaşabilirsiniz.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Nedir?

Obezite, vücutta aşırı yağ birikimi ile karakterize edilen bir sağlık durumudur. Bu durum, vücut kitle indeksi (BMI) 30'un üzerinde olan bireylerde teşhis edilir. Obezite; kalp hastalığı, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar.

Genetik, çevresel, psikolojik ve yaşam tarzı faktörleri, obezitenin gelişiminde rol oynar. Sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yetersiz fiziksel aktivite, obezitenin başlıca nedenleri arasında yer alır. Obezite, dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiş olup, önlenmesi ve tedavisi için çeşitli stratejiler geliştirilmiştir.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Ameliyatı Nedir?

Obezite, özellikle karın çevresi ve iç organların yağlanması ile çeşitli sağlık problemlerinin temelini oluşturur. Damarlardaki yağlanmanın artmasıyla kalp ve damar hastalıklarından olan yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, damar tıkanıklığı, kalp krizi, inme riski artar.

Aynı zamanda metabolik hastalıklardan olan tip 2 diyabet, karaciğer hastalıkları, uyku apnesi gibi problemlere sebep olabilir. Aşırı kilo rahat nefes almayı önleyebilir. Bu yüzden oluşan nefes darlığı astım gibi çeşitli akciğer hastalıklarına ve vücudun bütün hücrelerinin yeteri kadar oksijenlenememesine sebep olabilir.

İleri evrede hormonları etkileyerek kadın ve erkeklerde infertiliteye (kısırlık) sebep olabilir. Ayrıca yapılan bazı çalışmalar obezitenin kansere sebep olabileceğini göstermiştir. Obezite, son dönemlerde çok fazla insanda görülen bir sağlık problemidir. 

Obezite hastaları, zayıflamak için çaba gösterse bile bazen kendi uyguladıkları yöntemlerle başarılı olamazlar. Genetik yatkınlık varsa, vücut yapısı kilo almaya müsaitse ve bebeklikten gelen yanlış beslenme alışkanlıkları varsa obeziteden kurtulmak zordur.

Fazla kilolardan kurtulmak için uzman desteği ile tedavi görmek doğru bir seçenektir. Obezite tedavisi çok yönlü bir tedavidir. Farklı branşlardan uzmanların (doktor, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist) bir araya gelerek tedaviye katkı sağlaması gerekir.

Tedavi sayesinde obezitenin neden olduğu hastalıkların ve ölüm riskinin önüne geçilir. Obezite tedavisinde birçok seçenek vardır. Hangi obezite tedavi yönteminin uygulanması gerektiğine, hasta muayenesi ve tetkikleri sonucunda farklı branşlardan uzmanların oluşturduğu ekip karar verir. Obezite tanısı için kullanılan esas yöntem Vücut Kitle İndeksi (BMI) ölçümüdür. Bu değer, kilonun boy uzunluğunun karesine bölünmesi ile ortaya çıkar. Çıkan değerler Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen skalaya göre sınıflandırılır.

Obezite tedavisinde cerrahi olmayan başlıca yöntemler arasında diyet, egzersiz, davranış değişikliği ve ilaç tedavisi gelir. Mide botoksu da bir çeşit kilo verme yöntemidir. Bu yöntemlerle çözülemeyen obezite problemi için cerrahi yöntemlere başvurulur. Obezite cerrahisi ise kendi içerisinde kısıtlayıcı ve emilim bozucu ameliyatlar olarak iki ana gruba ayrılır.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Tedavisi ve Obezite Cerrahisi Nedir?

Genel manada obezite; insan vücudunda yağ kütlesi miktarının kemik, kas ve su gibi diğer bileşenleri içeren yağsız kütleye göre aşırı miktarda artmış olması durumudur. Diğer bir tanımla obezite, vücut kütlesinin boy uzunluğuna göre çok daha fazla olması olarak belirtilebilir.

Yağ dokusundaki aşırı artış, insülin direnci ve diyabet (şeker hastalığı) gibi kronik hastalıkların birçoğunda birincil nedenler arasında yer alır. Obezite hastalığı zayıflama diyetleri ve diyeti destekleyen bazı uygulamalar ile önüne geçilebilen, tedavisi mümkün bir hastalıktır.

Bununla birlikte ileri düzeyde şişmanlığın görüldüğü ciddi obezite hastalarında, özellikle de ciddi komplikasyon gelişme riski yüksek olduğunda hekim önerileri doğrultusunda tüp mide, mide küçültme, gastrik bypass gibi obezite cerrahisi uygulamaları ile de tedavi gerçekleştirilebilir. Bu yöntemler bariatrik cerrahi uygulamaları olarak da adlandırılabilir.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Belirtileri Nelerdir?

Obezite hastalığının en temel belirtisi vücutta aşırı düzeyde yağ dokusu birikimidir. Fakat oluşan fazla kilolar obezitenin görsel sorunlarının yanı sıra birtakım sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Obeziteye bağlı olarak ortaya çıkan sorun ve belirtilerin arasında şunlar yer alır:

  • Terleme
  • Çabuk yorulma
  • Nefes darlığı
  • Horlama ve uyku apnesi
  • Cilt sorunları
  • Sırt ve eklem ağrıları
  • Psikolojik sorunlar ve benlik saygısında azalma
  • Nefes almakta zorlanma
  • Hareket etmekte zorlanma
  • Gece rahat uyuyamama, uyku apnesi
  • Çabuk yorulma
  • Eklem ve sırt ağrısı, sıklıkla bacak ağrıları
  • Aşırı terleme
  • Cilt problemleri
  • Psikolojik sıkıntılar, depresyon
  • Sosyal problemler

Tüm bu sorunların oluşumunun önlenmesi ve obeziteye bağlı oluşabilecek kronik hastalıkların engellenmesi açısından fazla kilo sorunu bulunan bireylerin obezite boyutuna ulaşmadan önce zayıflaması ve ideal kilolarını korumaya özen göstermeleri gerekmektedir. 

Bu obezite belirtileri fazla kilonun vücutta oluşturduğu tepkilerdir. Bu durum tedavi edilmediğinde çeşitli sağlık problemlerine sebep olabilir. Tedavi konusunda acele edilmeli, ihmal edilmemelidir.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Hesaplama

Kişilerde obezitenin varlığı çeşitli hesaplamalar ile anlaşılabilir. Bu hesaplamalardan ilki vücut kitle indeksi olarak adlandırılır. Vücut kitle indeksi hesaplamasında; kişinin kilogram cinsinden kilosu metre cinsinden boyunun karesine bölünerek elde edilir. Ortaya çıkan vücut kitle indeksi değeri 30 ve üzerinde bir değer ise kişi obez kabul edilir. 

Hesaplamalardan bir diğeri ise bel çevresi ölçümüdür. Bel çevresinin ölçümü pek çok hastalığın temelini oluşturan iç organların yağlanması olarak tanımlanabilen karın çevresi yağlanmasının hesaplanmasıdır. Kadınlarda bel çevresi 88 cm; erkeklerde ise 102 cm ve üzerinde bir değerde olması obezite olarak tanımlanabilir. 

Obezite hesaplama için bir başka veri ise bel-kalça oranıdır. Kadın ve erkeklerde farklı olan bu değer bel ve kalça çevresi yağlanmasının santimetre cinsinden ölçülerek birbirine oranlanması ile elde edilir. Kadınlarda bu değer 0,9; erkeklerde ise 1 ve üzerinde olması obezite olarak tanımlanabilir.

Obezitede bu değerler genel tanı için kullanılan bir değerlendirmedir. Bu değerlere kişiler kendileri ölçerek ulaşabilirler. Kişide fazla kilo ve obezite durumu varsa en yakın sağlık kuruluşuna giderek alanında uzman doktor ve beslenme uzmanında gerekli tedaviyi almalıdır. Çünkü obezite tedavi edilmediğinde ölüme kadar gidecek pek çok tehlikeli hastalığa zemin oluşturabilir.

Obezite Hesaplama

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Nedenleri Nelerdir?

Obezitenin en temel nedeni besinlerle birlikte vücuda alınan enerjinin metabolizma ve fiziksel aktivitelerle birlikte harcanan enerjiden fazla olması ve buna bağlı olarak artan enerjinin yağ şeklinde depolanmasıdır. Bu durum gereksinimin üzerinde enerji alımının belirli bir süre boyunca devam etmesi ile oluşur. Zayıflık, şişmanlık ve obezite vücut kitle indeksi (VKİ) olarak adlandırılan bir yöntemle değerlendirilir.

Obezite hastaları, bir tür obezite testi olarak da düşünülebilecek olan vücut kitle indeksinin 30 ve üzerinde çıktığı hastalardır. Beden kütle indeksi (BKİ) olarak da isimlendirilen bu değer, vücut kütlesinin kilogram cinsinden ölçüsünün boyun metre cinsinden ölçüsünün karesine bölünmesi ile hesaplanır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiş sınıflama gereğince obezite hesaplama için de kullanılan vücut kitle indeksine (VKİ) göre şu şekilde sınıflandırılır:

Obezite

  • 18.5 altında -- Az kilolu
  • 18.5 - 24.9 -- Normal Kilo
  • 25.0 - 29.9 -- Fazla Kilo
  • 30.0 - 39.9 -- Obez
  • 40.5'in üzeri -- Morbid (ciddi)
  • 50 ve üstü -- Süper Obez olarak belirlenmiştir.

Obeziteye yol açan enerji fazlalığı sağlıksız veya dengesiz beslenmeye bağlı olarak oluşabileceği gibi bazı genetik yatkınlıklar da obezite hastalığının temelini oluşturabilir. Bunun yanı sıra hormonal bozukluklar, tiroid hastalıkları, bazı ilaçların kullanımı gibi durumlar da obezite nedenleri arasında yer alabilir.

Obezite hastalığının ortaya çıkmasında pek çok sebep vardır. Bu sebepler şu şekilde sıralanabilir;

  • Genetik faktörler obeziteye sebep olabilir.
  • Hormon dengesizliği durumunda, özellikle açlık tokluk sinyallerini veren hormonlarda aksaklık olması obeziteye sebebiyet verebilir. Çünkü tokluk sinyalini veren hormon işlevini tam olarak yerine getiremezse kişi doyduğunu hissetmez ve yemeye devam edebilir. Diğer yandan açlık hormonu sürekli aktif kalırsa ne kadar besin tüketilirse tüketilsin kişi açlık sinyali almaya devam ederse yemek yemeye devam edebilir.
  • Sağlıksız ve dengesiz beslenme tarzında da vücut aşırı yağlanır. Genellikle fast food tarzı kızartma ağırlıklı besinlerin sıklıkla tüketilmesi hızlı kilo almaya teşvik eder.
  • Porsiyon kontrolü olmadan tüketimde sağlıklı yiyecekler yer alsa bile fazlası yağ olarak depolandığından kilo artışına sebep olabilir.
  • Obezitede en önemli nedenlerden birisi de fiziksel aktivite azlığıdır. Çünkü alınan enerjinin aynı oranda yakılması gerekir. Fiziksel aktivitenin de yetersiz olduğu durumda bu enerji vücutta yağ olarak depolanır.
  • Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri de çeşitli hormonları veya kişinin iştah mekanizmasını etkileyebilir. Bu durumda kilo artışı meydana gelir.

Obezite çocuklardan gençlere, yetişkinlerden yaşlılara kadar her yaş grubunda görülebilir. Her geçen gün artan bu hastalık fiziksel görünümde çeşitli sıkıntılar oluşturduğu gibi aynı zamanda başka sağlık problemlerinin de temelini oluşturur. Yukarıdaki nedenlerin tamamı obezitenin oluşumunda birer adımdır. Kilo artışı normalden fazla artmaya başladığında kişi obez olmadan önlem alınmalıdır.

Obezite

Obezitenin Yol Açtığı Hastalıklar Nelerdir?

Diyabet-İnsülin Direnci

Obeziteye bağlı olarak en sık gelişen kronik hastalıklardan bir tanesi, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığıdır. İnsanlarda yağ dokusunun aşırı miktarda artması, vücuttaki hücrelerin insülin hormonuna karşı olan duyarlılığını azaltır ve bu durum insülin direnci olarak adlandırılan sağlık sorununa neden olur. Kandaki şeker, insüline karşı duyarsızlaşmış olan hücrelerin içerisine alınamadığından kan şekerinde yükseklik gözlenir.

Söz konusu durum, Tip-2 diyabetin gelişmesinde etkili olan sorundur. Tip-2 diyabet, şeker hastalığının en yaygın türüdür ve obezite hastalarının birçoğunda insülin direnci görülür. Prediyabet (diyabet öncesi) olarak isimlendirilen ve diyabetin henüz tam olarak gelişmemiş olduğu başlangıç seviyesindeki hastalarda insülin direnci gözlenir.

Zayıflama diyeti veya obezite cerrahisi gibi tedavi yöntemleriyle obezite durumunun ortadan kaldırılması, prediyabet dönemindeki hastalarda insülin direncinin azaltılarak diyabet hastalığının oluşmadan önlenebilmesi açısından çok önemlidir.

Hipertansiyon

Ülkemizde ve dünya genelinde yaygın şekilde görülen hipertansiyon hastalığı, obezite hastalarında normal kilodaki bireylere oranla yaklaşık olarak 3 kat daha fazla görülür. Obez bireylerde hipertansiyonun ortaya çıkış sebepleri arasında yağ dokusundaki artış, buna bağlı olarak aşırı insülin üretimi (hiperinsülinemi) ve insülin direnci, damar ve hücre yapılarında bozulmalar gibi pek çok faktör yer alır. Dolayısıyla obezite hastalarının ideal kilolarına ulaştırılması, hipertansiyonun önlenmesi veya ilerleyişinin engellenmesi açısından oldukça etkilidir.

Obezite Belirtileri Nelerdir

Koroner Arter Hastalığı

Obez bireylerde özellikle karında oluşan aşırı yağlanma, kalbin üzerinde baskı oluşturarak çalışmasını olumsuz etkileyebilir. Bunun yanı sıra obeziteye bağlı olarak gelişen insülin direncinin sonucunda kan şekeri yükselerek damar çeperlerinde yapısal bozulmalara yol açabilir, bu da kardiyovasküler hastalıkların temelini oluşturabilir. Tüm bunlardan kaynaklı olarak obezite hastalarında kalp ve damar hastalıklarının görülme olasılığı sağlıklı kişilere oranla oldukça yükselir. Obezitenin mümkün olduğunca erken tedavi edilmesi ise bu hastalıkların önlenebilmesi açısından önem taşır.

Safra Kesesi Hastalıkları

Obezite hastaları, çoğunlukla kandaki kolesterol değerleri yüksek olan bireylerdir. Safra kesesinde üretilen safra sıvısının içeriğinde de bulunan kolesterolün kandaki değerinin normalin üzerine çıkması safra kalitesinin bozulmasına, bu da safra kesesinde taş oluşumuna neden olur. Bu nedenle safra kesesinde taş ve safra kanallarında tıkanıklık gibi olumsuzluklarla seyreden safra kesesi hastalıkları obezite ile doğrudan ilişkilidir.

Felç (İnme)

Obezitenin risk faktörü olarak değerlendirildiği sağlık sorunlarından bir diğeri de halk dilinde inme olarak da bilinen felç durumudur. Vücudun bir bölümündeki kasların istemli şekilde hareket ettirilmesi yeteneğinin herhangi bir nedenle kaybedilmesi felç olarak adlandırılan durumdur. Obezite hastalarında damarlarda oluşan yapısal bozulmalar ve tansiyon yüksekliği riskinin artması gibi sebeplerle miyokard infarktüsü (kalp krizi) ve beyin kanaması gibi ciddi akut komplikasyonların görülme sıklığı önemli ölçüde yükselir.

Uyku Apnesi

Obezite hastalarında damak ve küçük dil bölgesinde sarkma ve büyüme, solunum yollarında darlaşma ve nefes darlığı sıklıkla görülür. Uyku sırasında yatar pozisyonda olan vücutta karın bölgesinin oluşturduğu ağırlıktan kaynaklı olarak solunum yolunda daralma söz konusu olur. Oluşan bu komplikasyonların sonucunda kişide uykudayken belirli bir süre için nefes alıp vermenin durması ile karakterize bir sağlık sorunu olan uyku apnesi ortaya çıkar.

Astım

Yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren hastalıklardan biri olan astım, obez bireylerde normal kilodaki bireylere oranla çok daha ağır seyreder. Hastalarda astım atakları kilodaki artışa bağlı olarak çok daha sık görülebilir ve hastalığın kontrol altında tutulması zorlaşır. Dolayısıyla obeziteyle bir arada seyreden astım hastalığının tedavisinde başarı oranının yükseltilebilmesi açısından kilo kontrolünün sağlanması önemlidir.

Psikolojik Problemler

Yol açtığı tıbbi komplikasyonların yanı sıra estetik anlamda da olumsuzluklar yaşayan obezite hastaları, toplum içerisinde hoş görülmeme veya dışlanma gibi sorunlar da yaşar. Bu durum hastalarda depresyon, özgüven eksikliği, obsesif kompülsif bozukluk gibi birtakım psikolojik sorunların görülme olasılığı yükselir. Bu hastalarda gelişen psikolojik problemler ve bunların yol açtığı sorunlar kilo kontrolünün sağlanarak bireylerin ideal kilolarına ulaştırılması ile minimuma indirilebilir.

Yukarıda da belirtildiği şekilde obezite, insan yaşamını büyük ölçüde etkileyen ve birçok hastalığın oluşumunda birincil risk faktörü olarak rol oynayan, bu nedenle mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunudur. Obezlerde mortalite (ölüm) oranı, diyete dayanan zayıflama yöntemleri ile tedavi sürecini kaldırabilecek durumda olduğunda zayıflama, diyetisyen tarafından kişiye özgü şekilde hazırlanmış bir beslenme planı ile programlı olarak gerçekleştirilmelidir.

Fakat obezite çok ileri düzeyde ve yaşamı tehdit edecek boyutta ciddi komplikasyonlara yol açmış ise obezite cerrahisi şeklinde adlandırılan birtakım tedavi yöntemlerine başvurulması gerekebilir. Gastrik bypass, tüp mide ameliyatı, mide küçültme ameliyatı gibi bu yöntemlerin nasıl ve hangi durumlarda uygulanacağına obezite cerrahisi uzmanı tarafından yapılan detaylı muayene ışığında karar verilmelidir.

Obez Bebek Nasıl Anlaşılır?

Obezite, bebeklik döneminde fark edilebilecek bir durumdur. Obez bir bebek, normalden daha fazla kilo alabilir ve vücut yağ oranı yüksek olabilir. Bu aşamada bebeklerin büyüme eğrileri takip edilerek, yaşlarına ve cinsiyetlerine uygun kilo sınırlarının üzerinde olup olmadıkları tespit edilebilir. Aşırı kilo, bebeğin hareket kabiliyetini kısıtlayabilir ve gelişiminde gecikmelere yol açar. Ayrıca obez bebekler, ilerleyen yaşlarda obeziteye ve buna bağlı sağlık sorunlarına daha yatkın olur. Obezitenin erken teşhisi, uygun beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınır.

Çocuklarda Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda obezite, çeşitli fiziksel ve davranışsal belirtilerle kendini gösterir. Aşırı kilo alımı, çocuğun yaşına ve boyuna göre normalden daha fazla olması, obezitenin ilk işaretlerinden biridir. Bu süreçte çocuğun hareket kabiliyetinin azalması, hızlı nefes alma ve yorgunluk gibi belirtiler de gözlenebilir. Ayrıca çocuklarda iştah kontrolü zor olabilir ve sık sık yüksek kalorili gıdalar tüketme eğilimi görülebilir. Ciltte kızarıklık ve tahriş, obezitenin diğer fiziksel belirtileri arasında yer alır. Çocukların büyüme eğrileri ve vücut kitle indeksleri (BMI) düzenli olarak izlenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Zayıflama Ameliyatı Kimlere Yapılır?

Zayıflama Ameliyatı Kimlere Yapılır?

Zayıflama ameliyatı, genellikle diyet ve egzersiz gibi geleneksel yöntemlerle kilo veremeyen obez bireyler için uygulanır. Vücut kitle indeksi (BMI) 40’ın üzerinde olan veya BMI’si 35’in üzerinde olup, obeziteye bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayan kişiler bu ameliyat için aday olabilir. Ameliyat, aşırı kiloya bağlı olarak hayat kalitesi düşen ve sağlık riskleri artan bireyler için son çare olarak düşünülür.

Ameliyat öncesi, hastanın genel sağlık durumu değerlendirilir ve ameliyatın riskleri hakkında hasta bilgilendirilir. Ameliyat sonrası yaşam tarzı değişiklikleri, başarı için kritik öneme sahiptir. Ameliyat, sadece kilo kaybını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda obeziteye bağlı hastalıkların riskini de azaltır.

Obezite Cerrahisi / Obezite Ameliyatı (Aşırı Kilo ve Şişmanlık)

Obezite cerrahisi, kilo vermeyi teşvik eden ve obezite ile ilgili sağlık sorunlarını azaltmayı amaçlayan bir dizi cerrahi müdahaleyi kapsar. Bu ameliyatlar, mide hacmini küçültmek veya sindirim sisteminin işleyişini değiştirmek suretiyle kilo kaybını sağlar. Obezite cerrahisi, vücut kitle indeksi (BMI) 40'ın üzerinde olan veya BMI’si 35'in üzerinde olup, ciddi sağlık sorunları yaşayan bireylerde tercih edilir.

Ameliyat sonrası hastaların diyetlerine dikkat etmeleri ve düzenli fiziksel aktivite yapmaları gerekir. Obezite cerrahisi, sadece kilo kaybını değil, aynı zamanda obeziteye bağlı diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi hastalıkların kontrol altına alınmasını da sağlar. Bu ameliyatlar, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır.

Akdeniz Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Nedir?

Akdeniz obezite genellikle Akdeniz diyetine rağmen, genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle oluşan obezite türünü tanımlar. Akdeniz diyetinin sağlıklı yapısına rağmen, bu bölgede yaşayan bazı bireylerde obezite görülmektedir. Bu durum yetersiz fiziksel aktivite, modern yaşam tarzının getirdiği sağlıksız alışkanlıklar ve genetik yatkınlık gibi nedenlerden kaynaklanabilir.

Akdeniz obezite sadece diyetle değil, aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli egzersizle de kontrol altına alınır. Bu obezite türü, Akdeniz diyetinin potansiyel faydalarına rağmen, modern yaşamın olumsuz etkileriyle nasıl başa çıkılabileceğine dair önemli bir örnek sunar. Obezitenin önlenmesi ve yönetimi için bireysel ve toplumsal düzeyde farkındalık artırılmalıdır.

Akdeniz Cerrahisi / Akdeniz Ameliyatı

Akdeniz cerrahisi veya ameliyatı, Akdeniz bölgesinde yaygın olarak uygulanan obezite cerrahisini tanımlar. Akdeniz diyetinin sağlıklı etkilerine rağmen, bu bölgedeki bazı bireyler obeziteye karşı cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyar.

Bu ameliyatlar; mide küçültme, gastrik bypass ve tüp mide gibi yöntemlerle yapılır. Akdeniz cerrahisi, hastaların Akdeniz diyetini benimsemelerini teşvik ederken, kilo kaybını hızlandırmayı ve sağlık sorunlarını azaltmayı amaçlar. Ameliyat sonrası hastaların diyetlerine dikkat etmeleri ve düzenli egzersiz yapmaları önemlidir. Akdeniz cerrahisi, obeziteye bağlı sağlık sorunlarını azaltmada etkili bir yöntem olarak kabul edilir.

Süper Obez (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Nedir?

Süper Obez Nedir?

Süper obez, vücut kitle indeksi (BMI) 50'nin üzerinde olan bireyler için kullanılan bir terimdir. Bu durum, aşırı kiloya bağlı ciddi sağlık sorunları ve günlük yaşam aktivitelerinde büyük zorluklar yaşanmasına yol açar. Süper obez bireyler, genellikle geleneksel diyet ve egzersiz programlarıyla kilo vermekte zorlanırlar. Bu durum, cerrahi müdahaleyi kaçınılmaz kılabilir, çünkü sağlık riskleri çok yüksektir.

Süper obezite; kalp hastalığı, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi ciddi sağlık sorunlarıyla ilişkilidir. Erken müdahale ve kapsamlı bir tedavi planı, süper obez bireylerin yaşam kalitesini artırır.

Süper Obez (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Cerrahisi / Süper Obez Ameliyatı

Süper obez cerrahisi, aşırı obezite ile mücadelede kullanılan özel bir cerrahi yöntemdir. Bu cerrahi müdahale, genellikle vücut kitle indeksi (BMI) 50'nin üzerinde olan ve ciddi sağlık sorunları yaşayan bireylerde uygulanır. Ameliyat, mide hacmini küçülterek veya sindirim sisteminin işleyişini değiştirerek kilo kaybını teşvik eder. Süper obezite cerrahisi, diğer kilo verme yöntemleri başarısız olduğunda veya hastanın yaşamını tehdit eden sağlık sorunları olduğunda düşünülür. Ameliyat sonrası, hastaların diyet ve egzersiz alışkanlıklarını köklü bir şekilde değiştirmeleri gerekir. Bu cerrahi yöntem, süper obez bireylerin yaşam kalitesini artırmada ve sağlık risklerini azaltmada etkili bir çözüm sunar.

Morbid Obezitede (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Tedavi Yaklaşımı Nasıldır?

Aşırı ve hastalık derecesinde şişmanlığın (morbid obezite) görülme sıklığı değişen yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Öyleki özellikle ABD ve İngiltere başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin nüfuslarının üçte biri obezite derdinden muzdariptir. Obezite; genel kanının aksine sadece fazla kilo demek değildir. Özellikle morbid obezite tip 2 diyabet, kalp ve damar hastalıkları, eklem sorunları, uyku apnesi, psikolojik sorunlar, dermatolojik sorunlar gibi pek çok ek klinik soruna ortam hazırlar. Obezite hastalarında yalnızca deri altı yağ dokusunda kitlesel artış olmaz, organların tamamında yağlanma (karaciğer yağlanması gibi) ve çevredeki yağlı dokularda artış gerçekleşir.

Bunun yanı sıra halk arasında çok fazla bilinmemesine karşın obezite, kansere yakalanma riskini de arttırır. Yapılan bazı çalışmalarda morbid obez gebelerde, obezite ameliyatı sonrası zayıflayarak gebe kalanlara kıyasla anneye ve bebeğe ait sorunların çok daha fazla oranda yaşandığı gösterilmiştir. Her bir ek sorunun hem hastaya hem de toplam ekonomiye yükü de oldukça fazladır. Örneğin diyabet gelişen bir hastada ek olarak pek çok ilaç kullanmak, tetkik yaptırmak, diyabetin ek olarak getirdiği klinik sorunlarla uğraşmak ve çok daha fazla sayıda doktor müracaatı yapmak gerekecektir.

Obezite nedir

Obezite Cerrahisi (Obezite tedavisi) Nedir ve Hangi Hastalara Uygulanır?

Günümüzde ciddi komplikasyon geliştirme olasılığı yüksek olan morbid obezite hastalarında bu durumun cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkündür. Bunun yanı sıra cerrahi tedavi, günümüz koşullarında en radikal ve en iyi sonuç veren tedavi seçeneğidir. Morbid obez hastaların çoğu diyet ve egzersiz programlarıyla bir süreliğine kilo verse de başarı oranı düşük (%3) ve yeniden kilo alma riski yüksektir. Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda ise metabolizma değişir, özellikle tüp mide ameliyatı sonrası çok ciddi iştah kaybı olur, mide hacmi çok küçük olduğundan da yeme olayı kısıtlanır. Bu gibi nedenlerle cerrahi tedaviler ile tıbbi tedavi yöntemlerinin başarı açısından karşılaştırılmaları çok mümkün değildir. Fakat yine de bu uygulamanın neticede bir ameliyat ve ciddi bir karar olduğu göz önünde bulundurulduğunda uygun profildeki hastalarda ilk tedavi yaklaşımı daima diyet ve spor olmalıdır. Hastalarımızın çoğu defalarca denemiş; ancak başarılı olamadığı için bize başvuran hastalardan oluşmaktadır.

Morbid obezite hastalarında cerrahi operasyonlar, multidisipliner yaklaşımla gerçekleştirilmesi gereken girişimlerdir. Hastaların endokrinoloji uzmanı, diyetisyen ve gerektiğinde psikolog tarafından da değerlendirilmesi gerekir. Özellikle ameliyat öncesi hastaların hormonal bir sorunlarının olup olmadığı ve ameliyata uygunlukları endokrinolog tarafından mutlaka değerlendirilmelidir. Yine ameliyat öncesi midede olası başka bir patolojinin tespiti açısından mutlaka endoskopi de yapılmalıdır. Hastalar operasyondan önce, operasyon sonrası dönemde ne şekilde beslenecekleri konusunda diyetisyenler tarafından detaylı olarak bilgilendirilmelidir. Özellikle ilk birkaç ay beslenme düzeni ve metabolizmanın yeni duruma uyumu açısından bu takip çok önemlidir. Buna ek olarak ameliyat öncesinde hastalar psikolojik durumları açısından psikiyatrik incelemeye tabi tutulabilir. Ciddi psikiyatrik hastalıkları bulunan, alkol veya ilaç bağımlılığı olan bireyler ile operasyona ilişkin detayları kavrayamayacak durumda olan hastaların morbid obezite ameliyatı olmaları uygun değildir. Morbid obezite ameliyatı olacak kişilerde mümkünse aile içi destek de tam olmalıdır. Evdeki yemek düzeninden ameliyat sürecine kadar tüm aşamalarda aileden gelen motivasyon ve onayın varlığı, en az hastanın kararı kadar önemlidir.

Morbid obezite ameliyatları genelde kısıtlayıcı uygulamalar, emilimin bozulmasına yönelik uygulamalar ya da her ikisinin kombinasyonu şeklindedir.  Başka bir engel yoksa tüm ameliyatlar laparoskopik, yani kapalı yöntem ile yapılır.

Obezite Cerrahisi

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Cerrahisi Uygulamaları Nelerdir?

  • Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi)

Tüp mide ameliyatı, tüm midenin yaklaşık %75-80'inin çıkarılması ile gerçekleştirilen bir operasyondur. Operasyon sonrasında geride kalan midenin şeklinin tüpe benzemesi nedeniyle uygulama bu ismi almıştır. Midenin büyük bölümü cerrahi olarak çıkarıldığı ve geride 50-100 ml bir hacim kaldığı için tüketilen besin miktarı sınırlandırılır. Buradan anlaşılacağı üzere tüp mide ameliyatı kısıtlayıcı tipte bir ameliyattır ve besin alımını azaltarak kilo vermeyi sağlar. Bu ameliyatta çıkarılan mide bölümünden (Fundus) salgılanan iştah hormonu (Ghrelin) işlem sonrasında azaldığı için hastalarda ciddi anlamda iştah azalması olur. Ameliyat sonrasında hastaların eski iştahlarına geri dönmemeleri başarıyı arttıran ciddi bir avantajdır.

Tüp mide ameliyatının diyabet ve hipertansiyon üzerine etkisi de oldukça yüksektir. Özellikle yalnızca ağızdan ilaçla tedavi gören diyabetikler ve hipertansif hastaların kullandığı ilaçlara çoğunlukla gerek kalmaz. Bu olumlu etki hastalarda ameliyatın hemen ardından başlar.

  • Mide Bypassı (Roux-en-y gastric bypass)

Midenin yemek borusundan hemen sonraki çok küçük bir kısmı geride kalacak şekilde büyük bir kısmının bypass edilmesi şeklinde gerçekleştirilen operasyondur. Bu uygulamada mide kısmına tekniğe uygun şekilde ince bağırsak getirilerek dikilir. Dolayısıyla hem mide hacmi küçülür hem de bağırsakların bir bölümü devre dışı bırakılmış olur. Sonuçta hem tüketilen yiyeceklerin miktarı az olur hem de emilimi etkilenmiş olur. Bu yöntemle özellikle insülin bağımlısı diyabetiklerin kan şekeri kontrolü de daha etkili bir şekilde düzenlenir.

Hangi Yöntemin Uygulanacağı Nasıl Belirlenir?

Günümüz koşullarında bakıldığında sonuçlar açısından iki operasyon tekniğinin arasında büyük farklılıklar olmadığı görülmektedir. Tüp mide ameliyatı daha fizyolojik bir yöntem olup komplikasyon ve operasyona bağlı mortalite gibi açılardan da daha düşük oranlara sahiptir. Tüp mide ameliyatının uygulanma süresi daha kısa, cerrah açısından da uygulanması daha kolaydır. Her iki teknik sonrasında da ameliyattan 3-4 yıl sonra hastaların bir kısmında yeniden kilo alma durumu söz konusu olabilir. Eğer teknik tüp mide ameliyatı ise bu hastalara resleeve (yeniden tüp mide) ameliyatı ya da mide bypassı ameliyatı yapılabilir. Eğer hasta daha önceden gastrik bypass geçirmişse, yeniden kilo alma durumunda ikinci bir cerrahi tedavi şansı yoktur. Burada bilinmesi gereken nokta tercih edilecek operasyon tekniğinden hekim tarafından yapılacak muayene ve tetkikler sonucunda hastaya özgü olarak belirlenmesi gerektiğidir.

Obezite Cerrahisi (Obezite tedavisi) Komplikasyonları Nelerdir?

Hem tüp mide hem de gastrik bypass tekniğinde ameliyatın en önemli komplikasyonları kaçak ve kanamadır. Günümüzde gelişen modern teknikler ve deneyim ile bunların oranları önemli ölçüde düşmüş ve tedavi etme yetisi artmıştır. Her iki teknik de minimal invaziv tekniklerle (laparoskopik, robotik) uygulanır. Bu da hastaların ameliyat sonrası normal hayata hızla dönmelerine olanak sağlarken ağrı ve yara yeri komplikasyon oranlarını düşürür. Bariatrik cerrahi şeklinde de adlandırılan bu operasyonlar, endikasyonu bulunan uygun profildeki çocukluk dönemi hastalarında ve ergenlerde de güvenle uygulanabilir. Ergenliğe morbid obez giren çocukların %75’inin ileride de morbid obez olduğu bilinmektedir.

Cerrahi Gerektirmeyen Mide Balonu Uygulaması Nedir?

Mide balonu silikondan yapılmış ve şişirilebilir bir tıbbi malzemedir. Endoskopik yolla mide içine bu balonun yerleştirilip şişirilmesi şeklinde gerçekleştirilen operasyon, mide balonu tekniği olarak adlandırılır. Böylece midede doluluk yaratan bir hacim oluşturularak tokluk hissinin elde edilmesi amaçlanır. Altı ay sonra balon, mideden kolaylıkla çıkarılabilir. Uygulama yaklaşık 20 dakikalık bir süre gerektirir. Cerrahi bir girişim değildir ve sıklıkla cerrahi operasyon düşünmeyen hastalarda uygulanır. Buna ek olarak süper morbid obez (VKİ=50-60) hastası olan olgularda 10 kg gibi bir kilo kaybı elde edilerek karaciğer volümünü küçültmek, böylelikle cerrahiyi kolaylaştırmak amacıyla da tercih edilebilir.

Eğer siz de bir obezite hastası iseniz veya vücut kitle indeksinizi hesapladığınızda 30 ve üzerinde olduğunu tespit ediyorsanız, bir sağlık kuruluşuna başvurarak hem rutin kontrollerinizi yaptırabilir hem de hekiminizle birlikte tedavi seçeneklerini değerlendirebilirsiniz. Hekiminizin muayene ve tetkikler sonucunda vereceği öneriler doğrultusunda tedavi sürecinizi bir an önce başlatarak obeziteden ve yol açabileceği komplikasyonlardan korunabilirsiniz.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Tedavisi

Obezite tedavisi temelde yeterli ve dengeli beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile mümkündür. Ancak öncesinde obeziteye sebep olan faktör bulunup tedavi edilmelidir. Sonrasında beslenme en önemli adımlardan birisidir. Bu açıdan fast food tarzı yiyecekler, basit şeker, beyaz un, paketli gıdalardan uzak durulmalıdır. Günlük sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme şekli benimsenmelidir. İşlenmiş un ve bu unlardan yapılan yiyecekler yerine tahıllardan zengin olanlar tercih edilmelidir. Kaliteli protein içeriği günlük sofralarda yer almalı, kuru baklagillerden zengin tabaklar oluşturulmalıdır. Bunlara ek olarak yeterli su tüketimi de obezitenin tedavisinde önemli bir adımdır. Bir beslenme uzmanının önerisi ile oluşturulan bu beslenme ve porsiyon planı ile düzenli fiziksel aktivite birlikte götürüldüğünde sağlıklı zayıflama yöntemleri uygulanabilir, obezite tedavi edilebilir. Obezitenin beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi edilemediği durumlarda obezite cerrahisi ile tedavi mümkündür.

Morbid Obez (Aşırı Kilo ve Şişmanlık)

Morbid obez, vücut kitle indeksininin 40 ve üzeri olduğu kişilerdir. Morbid obezite, vücut için çok riskli bir durum olarak tanımlanmaktadır. Çünkü vücutta yağlanma ve bu yağlanmanın sebep olduğu hastalıklar hayati risk taşır.

Morbid obezite, vücut kitle indeksinin (BMI) 40'ın üzerinde olduğu, aşırı kiloya bağlı olarak ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıktığı bir durumdur. Bu bireyler, günlük yaşam aktivitelerinde büyük zorluklar yaşar ve obeziteye bağlı hastalıklar riski çok yüksektir. Morbid obezite; kalp hastalığı, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve bazı kanser türleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Bu durum genellikle diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınamaz ve cerrahi müdahale gerekebilir. Morbid obezite tedavisi, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve yaşam süresini uzatmak için kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç duyar. Erken teşhis ve müdahale, morbid obezitenin yönetiminde kritik öneme sahiptir.

Morbid (Morbit) Obez Cerrahisi / Morbid (Morbit) Obez Ameliyatı

Morbid obez cerrahisi, morbid obezite tanısı konulan bireylerde uygulanan bir dizi cerrahi müdahaleyi kapsar. Bu ameliyatlar, genellikle geleneksel kilo verme yöntemlerinin başarısız olduğu ve sağlık risklerinin çok yüksek olduğu durumlarda tercih edilir. Ameliyat, mide hacmini küçültmek veya sindirim sisteminin işleyişini değiştirerek kilo kaybını teşvik eder. Morbid obezite cerrahisi, kilo kaybını sağlamanın yanı sıra, obeziteye bağlı hastalıkların riskini de azaltır. Ameliyat sonrası dönemde hastaların, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlıklarını benimsemeleri gerekir. Bu cerrahi müdahale, morbid obez bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır ve sağlık risklerini minimize edebilir.

Zayıflama Mide Ameliyatı Nedir?

Zayıflama mide ameliyatı, obezite ile mücadelede kullanılan cerrahi bir yöntemdir. Bu ameliyat, mide hacmini küçülterek bireyin daha az yemekle doymasını sağlar ve dolayısıyla kilo kaybını teşvik eder. En yaygın mide ameliyatları arasında tüp mide ameliyatı ve gastrik bypass yer alır.

Zayıflama Ameliyatı Çeşitleri Nelerdir?

Zayıflama ameliyatları, obezite tedavisinde kullanılan çeşitli cerrahi müdahaleleri içerir. En yaygın ameliyat türlerinden biri tüp mide ameliyatıdır. Bu yöntemde mide hacmi küçültülür ve bireylerin daha az yemekle doyması sağlanır.

Gastrik bypass ameliyatı ise mideyi ve ince bağırsağı yeniden düzenleyerek, besinlerin emilimini kısıtlar ve kalori alımını azaltır. Gastrik banding, midenin üst kısmına yerleştirilen bir bant ile midenin boyutunu sınırlayan bir başka yöntemdir. Biliopankreatik diversiyon, daha karmaşık bir cerrahi prosedür olup, mideyi küçültmenin yanı sıra, bağırsakların bir kısmını devre dışı bırakarak kalori ve besin emilimini ciddi şekilde sınırlar.

Her bir ameliyat türü, hastanın durumuna ve sağlık ihtiyaçlarına göre farklı avantajlar ve riskler sunar. Ameliyat sonrası dönemde, hastaların yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlamaları, ameliyatın uzun vadeli başarısını belirler.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Ameliyatı

Obezite ameliyatı, obezitenin tedavi seçeneklerinden birisidir. Bu ameliyatın gerçekleştirilebilmesi için kişinin morbid obez sınıfında yani vücut kitle indeksinin 40 ve üzerinde olması gerekir. Obezite cerrahisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Ameliyat öncesinde doktor, kişinin tüm tahlil ve tetkiklerini değerlendirir. Ameliyat sonrasında psikolog ve beslenme uzmanının desteği önemlidir. Kişinin ameliyattan sonra beslenme şekli uzun bir süre çok hassas ölçülerde olmalıdır. Bu açıdan kişinin hem fiziksel hem de mental olarak desteklenmesi önemlidir.

Obezite ameliyatları, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi başarısı düşük olan ve genellikle morbid obezite sınıfındaki kişilere uygulanır. Diğer yandan aşırı sigara ve alkol tüketen, ameliyata engel bir durumu olan kişilerde obezite cerrahisi uygulanmaz.

Obezite tüm dünyayı etkileyen ve her geçen gün artmaya devam eden bir hastalıktır. Aynı zamanda vücutta pek çok mekanizmayı etkilemesi itibariyle pek çok hastalık için zemin oluşturur. İleri evrede kanser, kalp krizi gibi yaşamı tehdit eden problemler de ortaya çıkabilir. Bu bağlamda obezite mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Medical Park Hastaneleri obezitenin tedavisinde alanında uzman doktor ve beslenme uzmanları ile bu alanda profesyonel bir hizmet vermektedir.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Tedavi Yöntemleri

Obezite tedavisinde kullanılan çeşitli yöntemler vardır. Hangi yöntemin kullanılacağına hastanın genel durumu ve istekleri karar verir. Obezite tedavisinde hayat şartlarını değiştirmenin rolü büyüktür. Diyet ve egzersizle birlikte düzenli bir yaşama kavuşan vücut daha sağlıklı olur. Diyetisyen yardımıyla kötü beslenme alışkanlıklarından uzaklaşmak mümkündür. Egzersiz ve sporu hayatına dahil eden bireyler, daha dinç bir vücuda sahip olabilirler. Fizyoterapist yönlendirmesi ile doğru egzersiz ve hareketleri yapmak sağlık için önemlidir. Kişiler, psikolog desteğiyle kilo almaya neden olan yanlış alışkanlıklardan uzak durabilir. Bunlara ek olarak ilaç tedavisiyle obeziteye çözüm bulmak mümkün olabilir. Ancak ilaçların fazla yan etkisi nedeniyle çok tercih edilen bir yöntem değildir.

obezite tedavisi

Diyet Tedavisi

Obezitede beslenme tedavisinde amaç Vücut Kitle İndeksi (BMI) değerinin uygun düzeye indirilmesidir. Düzenli beslenme ve diyetlerle zayıflama sağlanabilir. Her bireyin yaş, cinsiyet, aktivite durumu, genetik özelliklerine uygun olan ideal bir kilosu vardır. Her kişiye özgü diyet tedavisi farklıdır. Bu nedenle diyetisyenin önerileri doğrultusunda diyet yapmak en sağlıklı olanıdır. Kişinin alması gereken günlük enerji, protein ve yağ miktarı belirlenir. Beslenme programı yapıldıktan sonra diyetisyen kontrolü ile bu programa uymak gerekir. İnsanların çevrelerinden ya da medyadan duydukları çeşitli diyet yöntemlerini uygulaması doğru değildir. Bu diyetler kişiye özgü değildir. Obeziteye faydası olmayacağı gibi vücut sağlığı için de zararlı olabilir.

Egzersiz Tedavisi

Egzersiz sayesinde vücut enerji atar. Kişiye özgü doğru egzersiz programları sayesinde sağlık bir şekilde kilo verilir. Ayrıca fiziksel aktivite kasları geliştirerek kişinin daha güçlü, kuvvetli, zinde ve enerjik olmasını sağlar. Yanlış ve ağır yapılan sporların vücuda yarardan çok zararı olabilir. Bu yüzden egzersiz planı yaparken bir uzman desteği almak ve fizyoterapist tarafından değerlendirilmek önemlidir.

Davranış Değişikliği Tedavisi

Davranış değişikliği tedavisiyle, kişiyi yemeye yönlendiren sebepler uzak durmak hedefleniyor. Olumsuz durumlarda aslında aç olmamasına rağmen kendini aç hissederek yemeğe yönelen kişiler, bu davranışın doğru olmadığı konusunda bilinçlenebilir. Sosyal destek ile olumlu davranışlar pekiştirilerek yaşam biçimi haline gelmesi sağlanır.

İlaç Tedavisi

Obezite tedavisinde başvurulan çeşitli ilaç tedavileri vardır. Ancak bu ilaçların yan etkileri çok fazladır. Bu nedenle zorunda kalmadıkça ilaçlara yönelmemek gerekir. Eğer ilaç kullanmak gerekiyorsa, bunu doktor kontrolünde yapmak çok önemlidir. Çevreden veya medya üzerinden pazarlaması yapılan, zayıflama için satılan ürünleri kullanmak doğru değildir. Bu ürünler, insan sağlığı açısından geri dönülmez sonuçlara yol açabilirler.

Cerrahi Tedavi

Obezite tedavisinde başvurulan ileri tedavi yöntemi cerrahi tedavidir. Diğer tedavi yöntemlerinin fayda etmediği veya fayda etmeyeceği düşünülüyorsa bu yönteme başvurulabilir. Cerrahi tedavi yöntemleri çok çeşitlidir. Bütün yöntemler kapalı (laparoskopik) teknikle uygulanır. Modern tıbbın gelişmesiyle birlikte yeni yöntemler ortaya çıkmaktadır. Obezitenin cerrahi tedavisinde uygulanan ameliyatlar, alanında uzman cerrahlar tarafından gerçekleştirilmelidir.

obezite tedavisi nedir

Obezite Cerrahisi Yöntemleri

Obezite tedavisinde ilk seçenek cerrahi ameliyat değildir. Ancak diyet, egzersiz gibi yöntemlerin başarı sağlamadığı durumlarda cerrahi tedavilere başvurulabilir. Özelliklerine ve uygulama yöntemlerine göre kısıtlayıcı ve emilim bozucu ameliyatlar olarak iki gruba ayrılır.

Kısıtlayıcı Ameliyatlar

  • Mide Kelepçesi (Gastrik Bant) Ameliyatı: Bu yöntemde hastanın midesinin girişine yakın bölgesine istendiği zaman şişirilebilen bir halka takılır. Bu halka sayesinde mide kum saati şekli aldığı için kişi fazla gıda tüketemez. Sıvı ve yumuşak gıdalarla beslenme sağlanır. Deri altına yerleştirilen ince bir boru yardımıyla halkanın genişletilip daraltılması sağlanabilir. Ancak bazı kişiler de yemek yemeyi azaltmadığı için yemekler midenin üst kısmında birikir ve yemek borusu genişlemesi ortaya çıkabilir. Ayrıca, halka çok fazla genişletilip daraltılırsa mide yüzeyinde hasar oluşabilir. Nispeten kolay ve geri dönüşebilen bir yöntem olduğu için çok tercih edilir.
  • Tüp Mide Ameliyatı (Sleeve Gastrektomi): Çok sık uygulanan bir yöntem olan tüp mide ameliyatı ile midenin bir kısmı çıkartılarak midenin küçülmesi sağlanır. Küçülen mide tüp şekline getirilir. Ayrıca midenin ameliyat ile çıkarılan bölgesinden salgılanan Ghrelin adlı hormonun yokluğu sayesinde iştahta azalma görülür. Ameliyattan sonra normal beslenme düzenine geçebilmek için birkaç hafta gerekir.
  • Mide Katlama Ameliyatı (Sleeve Gastrik Plikasyon): Midenin belirli noktalarında delik açılır. Bu deliklerin kenarları mide üstüne katlanarak dikilir. Böylece midenin hacmi azaltılmış olur. Azalan mide hacmi sayesinde hızlı kilo verme sağlanır.
  • Mide Balonu: Mide içerisine sıvı ya da hava içerikli balon yerleştirilir. Bu balon sayesinde mide içeriği küçültülerek besin alımı azaltılır. Ancak balonun mide içerisinde altı aydan uzun kalması balonda sönme, enfeksiyon gibi olumsuz durumlara yol açabilir. Bu nedenle hastanın doktor tarafından takibi önemlidir.obezite

Emilim Bozucu Ameliyatlar

  • Gastrik By-pass (Atlatma) Ameliyatı: Gastrik by-pass, mide küçültme ameliyatı yöntemlerinden biridir. Bu operasyonda mide küçültülür. Küçültülen mide, bağırsağın bir kısmı atlanarak bağırsağa bağlanır. Safra yolları da daha aşağıdan bağırsak ile birleştirilir. Böylece bağırsağın atlanan kısmı boyunca besinlerin sindirilmesi engellenmiş olur. Besinler daha az sindirilerek vücuttan atılır ve kilo alımı azalmış olur. Ancak bağırsağın atlanan kısmı, vitaminlerin vücuda girdiği bölge olduğu için hastalarda vitamin eksikliği görülebilir. Hastalara vitamin takviyesi vermek gerekebilir.
  • Mini Gastrik By-pass Ameliyatı: Gastrik by-pass ameliyatının daha basit bir versiyonudur. Bir çeşit mide küçültme ameliyatı yöntemidir. Küçültülen mide, bağırsağın iki metrelik kısmı atlanarak daha aşağıdan bağırsakla birleştirilir. Bu sayede besinlerin emilimi azaltılır.
  • Duodenal Switch Ameliyatı: Bu operasyonda mide, küçültülerek bağırsak gibi tüp haline getirilir. Tüp haline getirilen mide, daha aşağıdan bağırsağa bağlanarak devamlılık sağlanır. Bu sayede bireyin besin alımı kısıtlanır ve besin sindirimi azalır. Hasta, vitamin desteğine ihtiyaç duyar.

Obezitenin cerrahi yöntemleriyle oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilir. Ancak cerrahi ameliyatlar tek başına yeterli değildir. Hastanın diyetine, egzersizlerine ve alışkanlıklarına dikkat etmesi gerekir. Düzenli bir yaşam şekline sahip olmayan kişilerin cerrahi yöntemlerle başarılı sonuç elde etmesi mümkün değildir. Obezite tedavisi bir ekip işidir. Siz de kilo probleminiz olduğunu düşünüyorsanız vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurunuz.

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) Tedavisi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Obezite (Aşırı Kilo ve Şişmanlık) ambulansı nasıl çalışır?

Obezite ambulansı, yüksek vücut kitle indeksine sahip hastalar için özel olarak tasarlanmış genişletilmiş araçlardır. Bu ambulanslar, ağır hastaları taşıyabilecek donanımlara sahip olup, acil durumlarda rahat ve güvenli bir şekilde taşımalarını sağlar.

Obez korsesi sağlık açısından kullanılabilir mi?

Obez korsesi, özellikle obezite cerrahisi sonrası toparlanma sürecinde kullanılabilir. Ancak, uzun süreli kullanımı kasların zayıflamasına yol açabileceği için doktor tavsiyesi ile ve kontrollü olarak kullanılmalıdır.

Obezler için zayıflama ilacı kullanılabilir mi?

Zayıflama ilaçları, obezite tedavisinde doktor kontrolünde kullanılabilir. Ancak, bu ilaçlar ciddi yan etkilere neden olabileceğinden, mutlaka bir uzman gözetiminde alınmalıdır.

Çok emen bebek obez olur mu?

Bebeklerin anne sütüyle beslenmesi, genellikle obeziteye neden olmaz. Aksine, anne sütü bebeklerin sağlıklı büyümesi için gerekli besinleri sağlar; ancak ek gıdaya geçişte dikkatli olunmalıdır.

Çocuklarda obez testi nasıl yapılmalı?

Çocuklarda obezite testi, genellikle boy, kilo ve vücut kitle indeksi (VKİ) ölçümleriyle yapılır. Bu değerlere göre, çocuğun yaşı ve cinsiyeti dikkate alınarak obezite riski değerlendirilir.

Anne sütüyle obez olunur mu?

Anne sütü, bebeklerin en ideal besin kaynağıdır ve obezite riskini artırmaz. Ancak, ek gıdalara geçişte aşırı kalorili yiyecekler tercih edilirse obezite riski artabilir.

Zayıflama ameliyatının fiyatları neye göre değişiyor?

Zayıflama ameliyatının fiyatları, ameliyatın türüne, hastanın genel sağlık durumuna ve uygulanacak hastaneye göre değişiklik gösterir. Ayrıca, cerrahın deneyimi ve kullanılan malzemeler de maliyeti etkileyen faktörler arasındadır.

En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız

Sosyal Medya Hesaplarımız:
Facebook | Instagram | YouTube | LinkedIn

Prof. Dr.
Aziz Kemal Emek
Genel Cerrahi
Medical Park Antalya
216579

Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.