satır arası

Prolaktin, beyinde yer alan hipofiz bezi tarafından salgılanan bir tür hormondur. Kadınlarda hamilelik süresince meme bezlerinin gelişimini ve doğumdan sonra süt üretimini sağlayan hormondur. Bu yüzden prolaktin halk arasında süt hormonu olarak da bilinir. Erkeklerde ise prolaktin seviyesinin yükselmesi, testosteron seviyesinin düşmesi, cinsel isteksizlik, sperm kalitesinin düşmesi ve hatta infertilite yani kısırlık gibi sonuçlara yol açar.

Prolaktin hormonu nedir?

Beynin alt kısmında yer alan ve nohut büyüklüğünde olan hipofiz bezinden salgılanan prolaktin, bir tür hormondur. Temel işlevi, gebeliğin 8. haftasından itibaren meme bezini olgunlaştırarak anne adayını süt üretimine hazır hâle getirmektir. Hamilelik ve lohusalık dönemi boyunca prolaktin seviyesi yüksek kalır. Aynı zamanda yumurtlama ve dolayısıyla adet döngüsünün kesilmesinden de sorumludur. Prolaktin hormonunun gebelik ve emzirme dönemi boyunca hipofiz bezinden düzenli olarak salgılanması, FSH ve GnRH hormonlarının salgılanmasını durdurarak tekrar gebelik oluşumunu bir süre engeller. Yeni doğum yapan kadınların adet görmemesi ve tekrar gebe kalmamasının sebebi prolaktin salınımıdır. Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de cinsel istek üzerinde olumsuz etkisi bulunur. Aynı zamanda erkeklerde sperm üretiminde de rol oynar. Ancak gebe olmayan kadınlarda prolaktin hormonunun yükselmesi, adet düzensizliği, meme başından süt gelmesi gibi problemleri de beraberinde getirir. Nadir olarak görülen prolaktin düşüklüğü ise yetersiz süt üretimine, yumurtalık fonksiyonlarının yavaşlamasına ve durmasına; erkeklerde ise prematür ejakülasyon olarak tanımlanan erken boşalma ve ereksiyon bozukluğu gibi sorunlara yol açar. 

Prolaktin yüksekliği ne anlama gelir?

PRL olarak kısaltılan prolaktin hormonu, kadınlarda yaklaşık olarak 15 ile 25 µg/L seviyesinde olması gerekir. Erkeklerde ise bu oran yaklaşık 5 ile 10 µg/L aralığındadır. Gebelik sırasında ve doğum sonrasında bir süre yüksek seyretmesi normal olarak kabul edilse de, eğer gebelik ve lohusalık söz konusu değilse, prolaktin hormonunun yükselmesi ile FSH ve GnRH hormon üretimi baskılanır. Bunun sonucunda yumurta üretimi kesilir ve gebe kalamama, adet düzensizliği gibi problemler ortaya çıkar. Kadınlarda östrojen, erkeklerde ise testosteron düzeyini düşürür. Bunun sonucunda da cinsel fonksiyon bozuklukları görülür. Prolaktin yüksekliği belirtileri ise şöyledir:

  • Gebelik varlığı
  • Gebelik haricinde memede şeffaf ya da beyaz akıntı veya süt gelmesi
  • Düşük östrojen ve progesteron seviyeleri
  • Adet düzensizliği ya da yokluğu
  • Vajinada kuruluk
  • Kısırlık
  • Erkeklerde meme büyümesi
  • Ereksiyon bozukluğu
  • Erkeklerde tüy seviyesinde ani azalma
  • Hipofizde var olan kitleye bağlı olarak görülen baş ağrısı ve görme bozuklukları

Prolaktin yüksekliği neden olur?

Gebelik döneminde salgılanan prolaktin hormonu, meme bezinin gelişmesine ve süt oluşumuna neden olur. Ancak gebelik yoksa, prolaktin yüksekliği birtakım problemlerin varlığına işaret eder. Hiperprolaktinemi olarak da adlandırılan prolaktin yüksekliğinin nedenleri arasında, prolaktinoma olarak tanımlanan ve hipofiz bezinde yer alan iyi huylu tümör varlığı, polikistik over sendromu, böbrek ve karaciğer hastalıkları yer alır. Hipofiz bezinde var olan mikroadenom, diğer bir deyişle boyutu 1 cm'den küçük olan iyi huylu tümörler ve makroadenom olarak tanımlanan ve boyutu 1 cm'den büyük tümörler, hiperprolaktinemiye yol açar. Bu tümörlerin tanısı, radyoloji uzmanı tarafından çekilen MR ile konur. Mikro ve makroadenomlar çoğunlukla ameliyat edilmeksizin ilaç ile tedavi edilir. Ancak ilaçla tedavi edilemeyen ya da çok daha büyük olup görme sinirine bası yapan hipofiz tümörleri, cerrahi operasyon ile alınır. Aynı zamanda hipotiroidi olarak bilinen tiroit bezinin az çalışması durumunda da tirotropin salgılayan TRH hormonunun etkisiyle hiperprolaktinemi görülür. Memeye masaj uygulanması, ağır egzersiz ve uykusuzluk gibi nedenler de prolaktin hormon düzeyinin artmasına sebep olur. Prolaktin yüksekliğine neden olan diğer rahatsızlıklar ise şöyledir:

  • Dar iç çamaşırı kullanımı
  • Stres
  • Uykusuzluk
  • Kullanılan antidepresan ve diğer ilaçların yan etkileri
  • Hipofiz bezi tümörü
  • Akciğer kanseri
  • Dengesiz beslenme
  • Anoreksiya
  • Meme travmaları
  • Endokrinolojik problemler

Ayrıca meme ucunda süt olup olmadığını kontrol etmek için sürekli olarak memenin uyarılması da prolaktin seviyesinin yükselmesine ve süt üretimine neden olabilir.

Prolaktin yüksekliği nelere sebep olur?

Gebelik döneminde meme dokusunun gelişerek süt üretimine hazır hâle gelmesini sağlayan prolaktin hormonu, doğum sonrası memenin uyarılması ile süt salgılamasına yardımcı olur. Ancak kadınlarda gebelik ve lohusalık dönemi dışında yükselen prolaktin değeri; adet düzensizliği, adet kesilmesi, kısırlık, cinsel istekte azalma, meme ucundan süt, şeffaf ya da beyaz akıntı gelmesi, vajinal kuruluğa bağlı olarak gelişen ağrılı cinsel ilişki gibi problemlere yol açar. Erkeklerde ise hiperprolaktinemiye bağlı olarak cinsel isteksizlik, ereksiyon problemleri, kısırlık, vücut tüylerinde azalma ve nadiren meme ucu akıntısına sebep olur. Ayrıca kişinin normal hayatını etkileyecek düzeyde baş ağrısı ve görme problemlerine de yol açabilir.

Prolaktin yüksekliği tanısı nasıl konur?

Hastaların uzman bir hekime başvurmalarına neden olan memede büyüme ve ağrı, cinsel isteksizlik, kısırlık, baş ağrısı, görme problemleri, adet düzensizliği ya da kesilmesi, normal zamanda ya da meme ucu sıkıldığında meme ucundan süt ya da akıntı gelmesi gibi şikayetlerin varlığında hekim, hastanın ayrıntılı öyküsünü dinler ve fizik muayene yapar. Anamnez alınması sırasında kullanılan ilaçlar, var olan stres faktörleri mutlaka hekim ile paylaşılmalıdır. Ardından laboratuvar testi ile kanda prolaktin seviyesi kontrol edilir. Ancak gün içinde prolaktin seviyesinde azalma ve yükselme görülebildiğinden, kan testinin sabah saatlerinde, prolaktin hormon düzeyinin yüksek olduğu zaman diliminde kontrol edilmesi önemlidir. Ayrıca kan testinden bir gün önce, meme ucunun uyarılmaması, cinsel ilişkiye girilmemesi de prolaktin seviyesinin doğru ölçülmesi için önemlidir. Kanda prolaktin yüksekliğinin saptanması durumunda, nedenine ilişkin olarak hormonal testler ve radyolojik görüntüleme yapılır.

Prolaktin yüksekliği nasıl tedavi edilir?

Prolaktin yüksekliğine sebep olan rahatsızlığın saptanması ile tedavi başlar. Bazı hastalarda stresten uzaklaşmak, düzenli beslenme ve uyku düzeninin sağlanması, rahat iç çamaşırı kullanımı prolaktin seviyesinin düşmesine yardımcı olur. Çoğunlukla hiperprolaktinemiye sebep olan hastalığın tedavisi yapıldıktan sonra, hormon seviyesi normal sınırlara döner. Hipofiz bezinde kitle varlığında, ilaç kullanımı ile kitlenin küçülmesi sağlanır. Ancak büyük bir kitle varlığında cerrahi müdahale gerekir. 

Prolaktin düşüklüğü nedir, nasıl tedavi edilir?

Kan testinde yer alan prolaktin seviyesinin normal değerlerin altında olması, prolaktin hormon seviyesinin düşüklüğüne işaret eder. Nadir olarak görülen bu durum, çoğunlukla beyinde yer alan ve prolaktin salınımını sağlayan hipofiz bezinin normal çalışmadığını gösterir. Hipopituitarizm olarak adlandırılan bu durumda uygun tedavi düzenlenir. Dopamin, amfetamin, bromokriptin gibi içeriğe sahip bazı ilaç türleri de prolaktin düşüklüğüne sebep olur. Tüm bunların yanında, bağışıklık sisteminde var olan problemler, GH yani büyüme hormonunda var olan yetersizlik, hipopituitarizm ve aşırı dopamin salınımına yol açan bazı hormonal hastalıklar da prolaktin hormon seviyesinin düşmesine neden olur.

Prolaktin düşüklüğü tedavisi, çoğunlukla bu duruma yol açan etkenin ortadan kaldırılması ile yapılır. Hipofiz bezinden kaynaklı bir problem varsa, bu duruma neden olan durum saptanır ve uygun tedavi şekli seçilir. Sağlıklı bir hayat için kontrollerinizi düzenli olarak yaptırmayı ihmal etmeyin.

En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız

Sosyal Medya Hesaplarımız:
Facebook | Instagram | YouTube | LinkedIn

2022378

Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.