Oluşturma Tarihi: 25.04.2017 01:45 Güncelleme Tarihi: 03.05.2024 13:11
Psikiyatri, insan psikolojisi ile ilgilenen ve ruh hastalıklarının teşhis ve tedavisiyle ilgilenen uzmanlık alanıdır. Psikiyatri kliniklerinde psikiyatri uzmanları ve klinik psikologlardan oluşan uzman kadrolar görev alır. Psikiyatrik hastalıkların tanısı için klinik görüşmelerden, muayenelerden, laboratuvar tetkiklerinden ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır. Psikiyatrik hastalıklar, farmakoterapi (ilaçla tedavi) ve psikoterapi (ruhsal tedavi) yöntemleri ile tedavi edilir.
Psikiyatri kliniklerimizde çocuk ve aile danışmanlığı, ergen danışmanlığı, kişilik testleri, çocuklar için zeka testleri ve gelişimsel testler (MMPI, TAT, WISC- R, AGTE) ile oyun terapilerinin yanı sıra hastaların ihtiyaçlarına göre destekleyici psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi, göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olan EMDR terapisi uygulanır.
Psikiyatri kliniklerinde tanısı koyulan ve tedavisi gerçekleştirilen hastalıklardan başlıcaları şunlardır:
Depresyon
Depresyon; düşünceler, davranışlar ve duygulara ilişkin bozukluklarla seyreden ve oldukça yaygın görülen bir psikiyatrik hastalıktır. Depresyon hastalarında sürekli üzgün ve mutsuz bir ruh hali, daha önceden zevk alınan aktivitelere karşı ilgi kayıpları, uyku düzeninin bozulması, iştah kaybı gibi sorunlar gözlenir. Bilişsel tedavilerle kontrol altına alınamayan depresyon olgularında ilaç tedavileri ile başarı elde edilebilir.
Bipolar Bozukluk
Manik depresif hastalık ya da iki uçlu duygudurum bozukluğu olarak da bilinen bipolar bozukluk, duygudurumda keskin iniş çıkışlara neden olur ve kişinin hayatını ciddi anlamda etkiler. Manik dönemde hasta taşkınlık gösteren bir karaktere bürünür, depresif olarak adlandırılan dönemde ise çökkünlük yani depresyon haline girer. Atak dönemleri dışında hastanın ruh hali tamamen normaldir ve herhangi bir taşkınlık veya çökkünlük hali gözlenmez. Hastalığın tamamen yok olması veya hastalık dönemlerinin kısalması için ilaç tedavisi uygulanması gerekir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) hastanın obsesyon olarak adlandırılan rahatsızlık verici düşüncelere odaklanması, bunun neticesi olarak da rahatsızlıktan kurtulmak amacıyla kompulsiyon adı verilen sürekli davranışlar edinmesidir. Obsesif kompulsif bozukluk beynin bazı kısımlarının olması gerekenden fazla aktivite göstermesi nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi bireyin geçmiş yaşamında travma meydana getirebilecek kötü bir olay yaşamış olması sonucunda da gelişebilir. Hastaların kendiliğinden iyileşmesi genellikle mümkün olmadığından tedavi amacıyla ilaç tedavisi ile birlikte davranış terapileri uygulanır.
Anksiyete Bozuklukları
Anksiyete bozuklukları aynı zamanda kaygı bozuklukları olarak da adlandırılır. Anksiyete yani kaygı, olağanüstü ya da ani karar verilmesi gereken durumlarda ortaya çıkan ve insan yaşamının devam edebilmesi için her insanın yaşadığı normal bir duygudur. Ancak anksiyete bozukluğu, bireyin kaygılarını yönetemeyerek tehlike arz etmeyen süreçlerde dahi kaygı yaşaması anlamına gelir. Anksiyete bozukluğu olan hastalar günlük yaşamlarını sürdürmekte zorlanırlar, sosyal yaşamda başkaları ile olan ilişkileri bu durumdan etkilenir. Anksiyete bozukluklarının ortadan kaldırılması için hastalara ilaç tedavisi ile birlikte psikoterapi uygulanır.
Cinsel İşlev Bozuklukları
Kadınlarda vajinismus, erkeklerde sertleşme sorunları, erken boşalma gibi cinsel işlev bozuklukları psikolojik sorunlardan kaynaklanabilir. Bu gibi sorunlarla sağlık kuruluşlarına başvuran bireylerde yapılacak jinekolojik ve ürolojik muayeneler sonrasında herhangi bir patolojik bulguya rastlanamaması durumunda psikiyatrik tedaviye başvurmak gerekebilir.
Şizofreni
Şizofreni; bireyin gerçek ile gerçek olmayan durumlar ve olaylar arasındaki ayrımı yapmasını engelleyen, beynin olağan düşünmesini zorlaştıran, bu nedenle davranışlarını ve duygularını kontrol altında tutmasını engelleyen bir psikiyatrik hastalıktır. Gelişme sürecinde oldukça yavaş seyreden hastalık, gerekli önlemlerin alınmaması halinde oldukça ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle hastalığın erken dönemlerinde tedaviye başlanması oldukça önemlidir. Hastalığın ilerlememesi için antipsikotik ilaçlar ile psikoterapiler birlikte uygulanır. Hastalığın düzeyine göre bazı durumlarda yatarak tedavi gerekebilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yoğun olarak küçük yaşlarda ortaya çıkan, aşırı hareketlilik ve dikkat bozukluğu olarak gözlemlenebilen psikolojik bir hastalıktır. Her ne kadar günlük yaşamda pek önemsenmese de insan yaşamını oldukça olumsuz etkileyebilir ve öğrenme çağındaki çocukların geleceğini riske atabilir. İlerleyen yaşlarda belirtileri azalsa da erken teşhis ve tedavi ile çocuğun eğitim ve öğretim hayatının olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmelidir. Hastalığın ortaya çıkmasına neden olan etken, nörolojik ve nöropsikiyatrik testler ile tespit edilerek ilaç tedavisi veya psikolojik destek ile aşılmaya çalışılır. Çoğu zaman psikolojik destek yeterli olsa da bazı hastalarda ilaç tedavisi de gerekebilir.
Madde Bağımlılığı
Madde bağımlılığı, vücudun normal işlevlerini yerine getirmesini zorlaştıracak uyuşturucu maddelerin kullanılmasıdır. Madde bağımlısı, kullandığı maddenin vücuduna zarar verdiğini bilmesine ve hissetmesine rağmen yoksunluk duygusuna kapıldığından uyuşturucu madde kullanımının önüne geçemez. Bu durum zaman geçtikçe zararlı maddenin kullanımının ve dozunun artmasına sebep olur. Madde bağımlılığının tedavisi hastanelerde yürütülür ve bağımlılığın seviyesine göre tedavi süresi 2-6 hafta arasında değişir. Hastanede uygulanan ilaç tedavisinin ardından psikiyatrik tedavi devam eder ve böylece hastanın da istikrarlı olması durumunda madde bağımlılığı tedavi edilebilir.
Sosyal Fobi
Bir kaygı bozukluğu olan sosyal fobi, toplum tarafından yargılanma ve beğenilmeme korkusuna bağlı olarak sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınma isteği ile karakterizedir. Bu hastalar toplumdaki bireylerin kendileri hakkında beceriksiz, aptal, çirkin gibi olumsuz yargılamalar yapacağı düşüncesiyle toplum karşısında konuşma yapmaktan, yemek yemekten veya bir kişiyle karşılıklı konuşmaktan büyük bir korku duyarlar. Tedavide en büyük rol psikoterapiye ait olmakla birlikte gerekli durumlarda ilaç tedavileri de uygulanabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Doğal afet, kaza, taciz, işkence, saldırı gibi travma oluşturan olaylardan sonra uykusuzluk, anıların sürekli olarak hatırlanması, kolay irkilme, kabus görme ve geleceğe karşı umutsuzluk gibi durumların yaşanması, travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılır. Bazı durumlarda buna depresyon ve anksiyete bozuklukları da eşlik edebilir. Hastalığın tedavisinde psikoterapiler ve ilaç tedavisi yer alır.
Yeme Bozuklukları
Beden algısı ve benlik saygısında düşüşe bağlı olarak bireylerde Anoreksiya Nervoza ve Bulimiya Nervoza adlı yeme bozuklukları gelişebilir. Anoreksiya Nervoza'da aşırı zayıf bir bedene sahip olmak istemeye bağlı olarak çok düşük kalorili beslenme, yüksek yoğunlukta ve aşırı düzeyde egzersiz yapma, zayıflamak için laksatif (ishal yapıcı) ilaçlar kullanma gibi davranışlar söz konusudur. Bulimiya Nervoza'da ise aşırı yeme atakları, ardından gelen pişmanlık hissi ile istemli olarak kusma davranışı vardır. Tıpkı Anoreksiya Nervoza'da olduğu gibi zayıflama arzusu ile laksatif kullanımı, aşırı egzersiz ve aç kalma davranışları görülmekle birlikte Anoreksiya Nervoza'dan farklı olarak Bulimia Nervoza hastaları hafif şişman veya normal kilodadır. Tedavide psikiyatrik tedavi en önemli paya sahip olup hastalığa bağlı olarak gelişen komplikasyonlar ve beslenme düzeninin sağlanabilmesi için farklı tıbbi birimlerden de destek alınır.
Yas Reaksiyonları
Sevilen bir kişinin vefatı, ayrılık ve boşanma gibi yaşamı derinden etkileyen ve geri döndürülemez olaylarda hissedilen yıkım ve yas, tüm insanlarda görülen doğal bir tepkidir. Birkaç hafta içerisinde hafiflemesi beklenen bu tablonun, derin üzüntü veren olaydan 3-6 ay sonra dahi kişide aşırı üzüntü, mutsuzluk ve acı duyma, öfke ve düşmanca tavırlara neden olması durumu ise patolojik yas olarak tanımlanır ve psikiyatrik tedavi gerektirir.
Uyku Bozuklukları
Uyku düzeninin bozuk olması, yalnızca uykusuzluk ve yorgunluk haline neden olmakla kalmayıp birçok sağlık sorununa yakalanma riskini artırır. Herhangi bir fizyolojik sağlık sorunu bulunmayan hastalarda uykuya dalmada güçlük, yeterli uyumaya rağmen yorgun uyanma, gece sürekli olarak uyanma, sürekli olarak kabus görme ve sayıklama gibi uyku bozuklukları psikiyatrik tedavi gerektiren durumlardır.
Eğer siz de yukarıdaki psikiyatrik sorunlardan herhangi birine sahipseniz veya böyle bir hastalığa sahip olabileceğinize ilişkin belirtiler taşıyorsanız derhal bir sağlık kuruluşunun psikiyatri kliniğine başvurarak muayeneden geçebilirsiniz. Muayene sonucunda ruh sağlığınıza ilişkin herhangi bir hastalığın tanısını almanız durumunda hekiminizin önereceği plan çerçevesinde tedavi olabilirsiniz.
Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.