satır arası

Safra kesesi, homeostazi (vücut iç dengesi) ve sindirime yardımcı salgılar depolaması açısından, çeşitli minerallerin ve vitaminlerin emiliminde etkisi olan önemli bir organdır. Karaciğerin alt-arka bölgesinde yerleşmiş bu yapı, yaklaşık 10 cm uzunluktadır ve bir çeşit kese görevi görür. Karaciğerde üretilen safra salgısını depolamak ana görevidir. Safrada alkali yapıda olan, sindirime yardım eden ve özellikle yağ sindirimini kolaylaştıran sıvılar bulunur. Safra sıvısının pH değeri ve içeriğindeki maddelerin oranı, belli sınırlar içerisinde olduğu sürece birey, sağlıklı sindirim işlevini gerçekleştirebilir. Bu oranlar anormal değişikliklerde olunca hastalıklar meydana gelir. Bunlar arasında en sık görülen hastalıklar ise safra kesesinin iltihaplanması yani kolesistit ortaya çıkar.

Safra Kesesi ve Salgısının Görevi Nedir?

Karaciğerde üretilip safra yolları ile keseye boşalan safra salgısı sarı yeşil renklidir. Safra kesesinin vücutta başlıca 2 görevi vardır. Safra kesesinin esas görevi, safra salgısını kapasitesi kadar depo etmektir. Mideden gelen asidik enzimleri, alkali yapısı ile nötrleyip bağırsağın ilk kısmını (duodenumu) sindirime hazır hale getirir. Karaciğerden keseye boşalan bu salgı, özellikle büyük yağlı besin parçalarının emilime uğramadan önce küçük parçalara dönüşmesi için gereklidir. Ayrıca safrada, kanın oksijen taşımakla görevli olan hemoglobin maddesinin yıkım ürünleri bulunur. Hemoglobinin yıkım ürünleri olan bilirubin ve kolesterol dışında safra tuzları, safra asitleri, sodyum, klor, kalsiyum, bikarbonat ve su, safra içeriğini oluşturur. Safra kesesinde depolanan bu salgı, daha sonra ana boşaltım kanalları ile ilk bağırsak kısmına aktarılır ve ince bağırsakta sindirim başlar.

Safra Kesesi Neden İltihaplanır?

Safra kesesi bir depo görevi gördüğü için içeriğindeki salgıyı belli aralıklarla duodenuma bırakması gerekir. Safra salgısı, duodenuma sistik kanal ile iletilir. Safra kesesi iltihabı için en sık karşılaşılan neden, safra kesesinde taş oluşmasıdır. Safrada taş oluşması, yani literatürde kolelitiazis olarak geçen durumda, sistik kanalda taşlar nedeniyle tıkanma olur. Safra salgısının normal şartlardaki içeriği değişince salgı, çamur kıvamında yapı kazanarak milimetrik boyutlardan santimetrik boyutlara varan büyüklükte taşlar oluşturabilir. Kanalı tıkayan bu taşlar, salgının safra yollarında birikmesine neden olur. Bir süre sonra safra tıkanıp şişebilir; hatta ilerleyen olgularda patlama derecesine kadar gelebilir.

Vücutta değerlerin anormal seyretmesi ile başlayan bu durum, araştırmalara göre %3 oranında ölümcül olarak sonuçlanır. Ancak iltihap için tek neden taş oluşumu değildir. Safra kesesi ve periferinde meydana gelen tümörler, bakteri ya da virüs kaynaklı enfeksiyonlar, HIV pozitifliği gibi immünsupresif hastalıklar, sistik kanalda taş oluşumu dışında tıkanma ya da katlanma olması, safra kesesine giden kan akımının kesilmesi gibi patolojiler de iltihaplanma için neden oluşturabilir.

Safra Kesesi İltihabına Neden Olabilecek Önemli Faktörler

Safra kesesi iltihabı vakaları kadınlarda daha sık görülen, rahatsızlık ilerledikçe ağrı seviyesi şiddetlenerek artan, vücutta komorbit sonuçlar ortaya çıkaran bir durumdur. Bireylerde çeşitli risk faktörleri hastalığın ortaya çıkma olasılığını artırabilir. Bu risk faktörlerinden başlıcaları şöyle sıralanabilir:

  • Yaş: İlerleyen yaşlarda iltihap nedeni olabilecek durumlar daha sık ortaya çıkar.
  • Cinsiyet: Olgular kadınlardaki seks hormonları nedeniyle daha fazla görülür.
  • Sedanter yaşam: Pek çok anomalide olduğu gibi safra kesesi iltihabında da hareketsiz yaşam bir risk faktörü olabilir.
  • Beslenme: Özellikle yağlı yiyeceklerin aşırıya kaçıldığı beslenme düzeninde iltihaplanma olgularına daha sık rastlanır.
  • Genetik: Kişinin savunma hücreleri, bağışıklık sisteminin kodları DNA yapısında olduğu için genetik faktörler, vücutta iltihap nedeni olabilir.
  • Çevre: Araştırmalara göre safra kesesi iltihabı için yaşanılan çevre ve alışkanlıklar önemli yer tutar. Özellikle Amerika gibi hızlı yemek alışkanlığı bulunan ya da yağlı yiyeceklerin sık tüketildiği soğuk ülkelerde olgular daha sık görülür.

Safra Kesesi İltihabı Belirtileri Nelerdir?

Vücutta birbirini takip eden belirtileri iyi anlamak, kolesistit tanısı koymak için önemlidir. Çünkü iltihap, öncelikle hemogram değerlerinde kendini gösterdikten sonra çeşitli patolojilerle kesin tanıyı ortaya koyar. Hastaların sağlık kuruluşlarına başvururken en sık şikayet ettikleri belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Üst-sağ abdomen bölgesinde yaygın bir ağrı
  • Özellikle aşırı yağlı yemek sonrası hazımsızlık
  • Yemeklerden sonra kusma
  • Ateş
  • İştahta azalma
  • Baş dönmesi
  • Ağrı oluşan bölgede belirgin sertlik
  • Dışkı renginde belirgin değişiklik

Kan değerlerinde artan iltihap (sepsis), ileri olgularda safra kesesinin salgıyı boşaltamamasından kaynaklanan kesedeki delik (perforasyon), iltihabın abdomen çevresine yayılması ile görülen karın zarı iltihabı (peritonit), pankreas iltihabı (pankreatit), görüntüleme yöntemleri ile tespit edilen safrada ya da sistik kanalda taş oluşumu, akut iltihap tanısını kesinleştirir. Safra kesesi iltihabı hastalarında görülen bu belirtiler, kan değerlerine de bilirubin artışı (sarılık), savunma hücreleri olan lökositlerin artışı, iltihap değerinde (CRP) ve karaciğer fonksiyon testleri olan ALT ve AST değerlerinde ciddi artış olarak yansır.

Tıkanma sarılığı, sepsis, perforasyon görülen hastaların cilt renginde sararma, ateş, bulantı, kusma, titreme gibi durumlar akut iltihap durumunu gösterdiği için tedavide ivedilik hastaya zaman kazandırır.

Safra Kesesi İltihabı Tedavi Yöntemleri

Hastalar, sağlık kuruluşlarına başvurduktan sonra bulguların ışığında tüm tetkikler yapılır. Kan değerleri ve görüntüleme yöntemleri ile alınan tanı sonrası hastanın durumuna göre tedavi planı çizilir. Hasta öncelikle bir süre hekim kontrolünde tutulur ve bu sürede beslenme alışkanlıkları kontrol edilir; gerektiğinde ağız yoluyla yapılan beslenmeye ara verilir. Kanalda tıkanma görülen vakalarda taşın boyutu ve iltihabın seyrine göre antibiyotik tedavisi başlatılır. Hastanın ağrısını azaltmak ve iltihabı hafifletmek önceliktir. Kolelitiazis görülen ya da safra kesesindeki iltihabın ciddi derecede yayılmış olduğu hastalarda en sık başvurulan tedavi yöntemi, laparoskopik cerrahi ile safra kesesinin alınmasıdır. Karında açılan 1-1.5 cm boyuttaki deliklerden çubuğa benzer araçlar yardımıyla işlemi yapan hekim, işlem bölgesinin yansıtıldığı ekrandan ameliyatı izler. Vücutta derin ve büyük kesiler yerine kapalı cerrahi yöntemi ile yapılan bu işlem, hem hekim hem de hastalar için daha konforludur.

Safra Kesesi İltihabından Korunmak Mümkün mü?

Sindirim sistemi ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkili hastalıkları önlemek için ilk hedef, yaşam stilini değiştirmek olmalıdır. Bireyler için sağlıklı aralıktaki kilo hedefinde kalabilmek, vücudun iç dengesini korumak için önem taşır. Kolesterol seviyesinin normal olması, akut kolesistit tanısı almamak ve sağlıklı yaşamı sürdürmek açısından elzemdir. Bu nedenle safra kesesi ve diğer sindirim problemleri yaşamamak için kolesterol seviyesi normal düzeyde tutulmalı, gerekirse hekim kontrolünde ilaç tedavisine başlanmalıdır. Vakaların tedavisinden önce yapılması gerekenlerin pek çoğu aynı zamanda hastalığa yakalanmamak için alınacak önlemlerdir.

Safra Kesesi İltihabı Tedavisi Sonrası

Safra kesesi alındıktan sonra safra salgısı depo edilmeden duodenuma direkt salınır ve sindirim süreci tedavi öncesindeki gibi devam eder.

Kolesistit tanısı alan ve tedavi sonrası süreçte olan hasta, daha düşük yağ içerikli diyetlerle hayatına devam etmelidir. Uzman diyetisyenler eşliğinde hasta için hazırlanan yağ oranının minimalize edildiği diyet programına uyulması, tedavi sonrası süreci kolaylaştırır. Hekim kontrolü ve uzmanların yönlendirmesi ile egzersiz programları da yeni rutinlere dahil edilmelidir. Safra kesesi alınan kişi tavsiyelere uyduğu sürece sorun yaşamadan yaşamına kısa sürede uyum sağlayabilir.

En Çok Okunan Sağlık Rehberi Yazılarımız

Sosyal Medya Hesaplarımız:
Facebook | Instagram | YouTube | LinkedIn

176201

Bu içeriğin geliştirilmesinde Medical Park Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.